Toplum, dalında aile denen birimden oluşan koca bir ağaçtır. Bir ağacın dalındaki meyvenin nasıl kendine münhasır bir görüntüsü var ise, her aile yapısının da kendine özgü bir şekli vardır. Bu şekil farklılığının nedeni edep, ahlak, kültür gibi değerlerin aileyi kuran bireyler( Anne ve Baba) tarafından nasıl anlaşıldığıyla alakalı bir durumdur. Kuşaktan kuşağa aktarılan bu değerlerde eksik bir taraf kaldığı zaman; bu durumdan önce aile zarar görür, daha sonra topluma sirayet eder ve en nihayetinde toplumsal sorunlar yaşanmaya başlanır.
Bugünkü nesil saygı ve ahlaktan hala biraz eksikse bu onların kusurundan değil; anne ve babanın çocuğu zamanın şartlarına göre yetiştirme hatasındandır. Eğer bir aile --çocuğun içine utanmak kabiliyetini vermezse, alafranga olsun alaturka olsun hiçbir terbiye usulünün faydası olmaz-- ve buna bağlı olarak: --Çocukların ileride yapacağı kusurlu haraketler sonucu anne ve babaların hissesine düşen keder, onların yetiştirme tarzlarındaki hatanın bir cezası olarak geri döner--
Kitap:
Avrupai bir yaşam biçimini benimseyen karakterlerin yukarıda bahsini yaptığım durumdan nasıl zehirlendiklerini ve bu zehirlenmenin tesiriyle de ailevi ilişkilerinin nasıl çarpıklaştığını anlatıyor. Bu karakterlerin batılılaşma sürecini kendi iradeleri doğrultusunda anlayarak, duygu ve düşüncelerini bu sürece göre belirlemelerinden ötürü meydana gelen sorunları ortaya çıkarıyor.
Özet olarak: Zaman koşullarının birey ve toplum üzerindeki etkisini inceleyen, bunun da zararlarını anlatan bir eserdir.