Öykü okumayı pek sevmem fakat Mansfield’ın bu uzun öyküsü beni çok başka yerlere götürdü. Kısa film izliyormuş gibi, gözümün önünden akıp geçti betimlemeler. Yeni Zelanda’da yazlık muhitte konaklayan aileler anlatılıyor kitapta ama bu nasıl anlatmak! Okurken bir deniz kenarında hissettim, tuzlu suyun o kokusunu alabildim, güneşin yansımalarını gözümle gördüm sanki. Öyle hoş, içime dokunan, sıcacık yapan ve tam tadında bir öyküydü.