İnsanın oturduğu yerden konuşup ahkâm kesmesi, oradaki insanlarla, olaylarla ilgili hüküm vermesi kolay. Ağzı olan hep konuşur ama keşke ağzı olanlar gerçeği okusa. Filistin'i, Gazze'yi İsrailli Yahudi yazarlardan değil de orada yaşayan, gören insanların yazdıklarını okusa keşke... Gazze ile ilgili o kadar kitap okudum ki Abdullah Galip Bergusi'den sonra Mehmet Âkif Ersoy'un Tünel kitabı çok daha iyi anlamamı sağladı. Kitabı okurken fazla alıntı dahi yapamadım çünkü kısa birkaç kelime ile anlatılacak bir şey değil ki kitabı okumak gerek. Kitapta etkilendiğim bölümlerden biri; Mehmet Âkif Bey'in henüz 1 yaşında bebeği ile Mısır'ın Refah sınırından Gazze'ye tünel içerisinde geçmesi, oğlu anlamasa da bilmese de oğluna da hissettirmek istemesi o duyguları...
Gazze'de kaldığı evde her gün sadece 1 patates ve 1 yumurta tüketmesi. Ramazanda bir ailenin evine iftara davet edilmesi, o yoklukta dahi misafire hürmet inanılmaz... Ah Gazze der, susarım.