"Mor Salkımlı Ev, hürriyet imtihanından kim bilir kaç kez alnının akıyla geçmiş bir yazarın o hürriyet imtihanına savruluş çağından söz açar."diyor Selim İleri.
Kitap yeknesak bir ahenk içinde yazarın çocukluk ilk gençlik ve yazarlığın ilk yıllarına dair hatıralarını içeriyor. Tam neden 3.sahıs anlatıcı kullanmışki derken sebebini belirtip kahraman anlatıcıya dönüyor. Yazarın yaşadığı dönemin müthiş hareketli siyasî vak'aları, yetiştiği çevre, Abdülhamit'in sarayında görevli İngiliz hayranı babası, aldığı eğitim,aile hayatının kargaşası, özel hayatı, yazarlığa ilk adım atışı, eğitimci kimliğiyle son dönem Osmanlı aydınını ve yaşadığı yön karmaşasını çok şeffaf bir şekilde okura sunuyor.
Savruk dili, bozuk cümleleri, kargaşaya sebep olan başarısız tasvirlerine rağmen merak unsuru adeta bir roman okuyorcasına hiç düşmeyen kitapta Halide Edip, ateşle imtihana hazırlanan Türk aydının bir numunesi adeta.
Osmanlı toplumunda kadının yeri siyasete uzun yıllar malzeme olmuş, evrilerek bugünlere taşınmış popüler bir konu ve bu hatırlatın bu konuda söylediği çok şey var bence.
Bir yetimhanede gösterdiği insanüstü gayret ve orada yaşanan değişimler, kimsesiz bir çocuğa geçici de olsa gönüllü annelik edişi kupkuru, duygusuz anlatımına rağmen gözünüzü yaşatacak cinsten. Savaşın en çok kaybedeni yarınları çalınan fakat ölmemiş çocuklardır zira.
Geç okuduğuma hayıflandıklarımdan oldu.