Kitapta, Doğan Bey'i seminer sonrası yakalamış ve ona mutsuz olduğunu söyleyen Arif Okurer ile Doğan Cüceloğlu'nun, farklı mekanlarda, tek bir konunun (savaşçı olmak) muhtelif tarafları hakkında ki sohbetleri aktarılıyor. Arif Bey'in gerçek bir kişi mi yoksa hayali bir ürün mü olduğunu düşünmeden, aslında ta kendiniz olduğunu kitabın ilk sayfasından anlıyorsunuz. Bu sebeple kitap okuyucu ile Doğan Bey arasında ki muhteşem bir diyaloga dönüşüyor. Bu ikili konuşmaya herkesin bir an önce tanıklık etmesini tavsiye ederim. Bir mana bulma arayışında olan insanlar için tonlarca Youtube videosundan çok daha faydalı bulduğumu söyleyebilirim. Bazen kendime, çoğu zaman zaman hayata karşı bir savaş ve mücadele içinde olan beni, bu kitapla daha anlamlı hâle getirdiği için kendisine teşekkürlerimi sunuyor bazı tanışmaların cennete kaldığını umut ediyorum.