"Keder" bu coğrafyanın hamurunda var.
Harese nedir, bilir misin oğlum? Arapça eski bir kelimedir. Bildiğin o hırs, haris, ihtiras, muhteris sözleri buradan türemiştir. Harese şudur evladım: Develere çöl gemileri derler bilirsin, bu mübarek hayvan üç hafta yemeden içmeden, aç susuz çölde yürür de yürür; o kadar dayanıklıdır yani. Ama bunların çölde çok sevdikleri bir diken vardır.
Handan, kitaptaki kahramanların birbirine yazmış olduğu 66 mektuptan oluşan bir roman. Bu romanla bir kadının aşk, sevgi ve sıkıntılarını dile getirmiş Halide Edip Adıvar. Türk edebiyatında kadın psikolojisini anlatan ilk eser olma özelliğini taşıyor. Bu bakımdan da ayrıca önemli.
Handan karakteri güçlü, modern kadını temsil ediyor. Kitapta birçok karakterin birbirine yazdığı mektuplar var ancak mektuplarda asıl konu, odak noktası hep Handan. Onun aşkı, yaşayışı, sıkıntıları anlatılmış. Çevresindeki herkesi etkisi altına almış bir karakter. Romanda idealist bir genç olarak bahsedilen Nazım ise okurlara Nazım Hikmet'i hatırlatıyor. (Bu düşünceler zihnimden geçerken zavallı Nazım'ın boynunda ip takılı müthiş hayali gözümden geçti. Bu cevval, pürhayat çocuk her şeye karıştırdığı muhteris ve yaşayıcı bir şiir ve hayalle, ana toprağı için kurduğu rüyayla boğularak gitti.)
Psikolojik tahlillerin ağır bastığı güzel, keyifle okuduğum bir aşk romanıydı.
Kitap yorumum
Huzursuzluk kitabının yorumuyla sizlerleyim dostlarım. Kitapta, İstanbul'u. karmaşasından bunalmış olan İbrahim'in, çocukluk arkadaşı Hüseyin'in ölğn haberi üzerine apar topar Mardin'e gitmesiyle olaylar yavaştan başlamaktadır. İbrahim bir gazetecidir. Mardin'de başlayan bir hayatın Amerika'da sona ermiş olmasının nednelerini araştırmaya koyulur.
Mardinli Hüseyin ile Işid zulmünü misliyle yaşamış Ezidi kızı Meleknaz'ın aşkın, acınım ve zulmün hikayesidir. Kesinlikle okunmanızı tavsiye ederim dostlarım. Kitapla kalın dostlar
"Beni alıp tekrar karına soksan bile koruyamazsın artık anne!"
Her insan içinde iyi ve kötü yan yana durur. Hangisini beslersen o galip gelir.
Harese nedir, bilir misin oğlum? Arapça eski bir kelimedir. Bildiğin hırs, haris, ihtiras, muhteris sözleri buradan türetilmiştir.
"İnsanlık ağacının kırılmış dalıyız biz..."
#kitapyorumu #okudumbitti #kitaptanalıntıları #arkakapak #huzursuzluk #zülfülivaneli #doğankitap #sayfa154
Ömer Zülfü Livaneli benim için eserleriyle,sesiyle, duruşuyla farklı bir yere sahip olan sanat adamı. Okuma alışkanlığı kazandıran yazar.
Kitap Ortadoğu ve Batı’nın arasında okura oldukça öğretici yenilikler dolu bir roman. Öyle ki kitabı okuyunca Yezidi’leri araştırmak için tıpkı benim gibi kendinize engel olamayacaksınız. Bir çok dine ev
Kendinden olmayana saygı duymamak bir yana yok etme isteği nasıl bir harese anlamak için insanın yüreğini söküp atması gerekir.
"Harese nedir, bilir misin oğlum? Arapça eski bir kelimedir. Bildiğin hırs, haris, ihtiras, muhteris sözleri buradan türemiştir. Harese şudur evladım: Develere çöl gemileri derler bilirsin, bu mübarek hayvan üç hafta yemeden içmeden, aç susuz çölde yürür de yürür; o kadar dayanıklıdır yani. Ama bunların çölde çok sevdikleri bir diken vardır. Gördükleri yerde o dikeni koparır çiğnemeye başlarlar. Keskin diken devenin ağzında yaralar açar, o yaralardan kan akmaya başlar. Tuzlu kanın tadı dikeninkiyle karışınca bu, devenin daha çok hoşuna gider. Böylece yedikçe kanar, kanadıkça yer, bir türlü kendi kanına doyamaz ve engel olunmazsa kan kaybından ölür deve. Bunun adı haresedir. Demin de söyledim, hırs, ihtiras, haris gibi kelimeler buradan gelir. Bütün Ortadoğu’nun âdeti budur oğlum, tarih boyunca birbirini öldürür ama aslında kendini öldürdüğünü anlamaz. Kendi kanının tadından sarhoş olur."
Harese nedir, bilir misin oğlum?
Arapça eski bir kelimedir.
Bildiğin o hırs, haris, ihtiras, muhteris sözleri buradan türemiştir.
Harese şudur evladım:
Develere çöl gemileri derler bilirsin, bu mübarek hayvan