#lanetli
#athicabooks
Çocukken okuduğumuz masallar, yada büyüklerimizden dinlediğimiz halk öyküleri. Bir düşünün bunların karanlık bir atmosfere sahip şekilde anlatıldığı yeni yeni versiyonlar Nasıl olurdu dersiniz?
Bir damla kan, elmadan alınan bir ısırık, bir çift kem göz, bir nişan yüzüğü veya bir çift kırmızı ayakkabı.. Lanet her an her şekilde karşımıza çıkabilir.
Bu kitapta o dinlediğimiz klasik masallardan ziyade karanlık temada ve modernize edilmiş haliyle karşımıza çıkıyor. Bu modern dünyada uğursuzluklar, lanetler bizi fazlasıyla sarmış durumda. Büyüler, periler, canavarlar korkutucu bir şekilde. Yirmi farklı yazardan yirmi halk öyküsü şeklinde.
Benim en çok ilgimi çeken öyküler;
Kan kadar kırmızı pamuk kadar beyaz, Christina Henry
Trol köprüsü, Neil Gaıman
Haza ve Ghani, Lilith Saintcrow..
Ve daha niceleri karanlık ve gotic bir havada anlatılmış. Bakalım sizin ilginizi hangi öyküler çekecek bu tür eserleri seviyorsanız okuyun.
Kitabın arka kapak yazısı hoşuma gitmişti.gunumuz insanın en büyük sorunu; teknoloji ihtiyaci ve geçmiş kültür özlemi arasındaki ikilem. Yazar bunu yüzük konusunu ele alarak , peygamberlerin , sahabelerin , ünlülerin yuzuklerine yazılan yazıları coooookkk iyi izah etmiş. Bu izahta da boşuna tüketilen insanı değerlerimize, aliskanliklarimiza değinmiş. Mektup , çeyiz, evlenme teklifi , düğün , turku, nişan yüzüğü , kitaplıklar.... Kısa öz alıntılarla beni sıkmayan bir eser oldu.
İçeriği anlamlı öykülerden oluşan güzel bir kitaptı. Yazarın kalemi çok güzel ve herkesin ders çıkarabileceği nitelikte. En çok nişan yüzüğü ve kitabın adını aldığı öyküler güzeldii
Balbadem Serisi ( Araf-Berceste)
Klişelere çok girmeden , günlük hayatta entegre edilmiş ve çok alengirli olaylara girmeyen bir seriydi o yüzden okurken insanı yormuyor tek sefer de okutuyor kendini. Tek klişesi ikinci kitapta çift arasında gereksiz kavga sonucu atılan nişan yüzüğü ve barışmak için adamın vurulması oldu , o kadar da olur.
Kitapta en sevdiğim şey ise Engin'e Naz'ı hemen unutmaması oldu. 3 sayfada unuttup Zeynep'e aşık olacak diye istemezken Engin'in , Naz'ı 1 kitap boyunca unutmasını ve aşık olmasını kabullenmesini okuttu bize bu yüzden gönülden teşekkür ederim. İkinci kitapta da aşklarını okumak zevkliydi diyebilirim.
Engin'in ailesinin Zeynep'e yardım etmesi insanlığın unutulmadığını , Süheyla Sultan'ın çöp çatanlığı gülümsememizi , Ali'nin yaptığı ise ihanetin en yakinlardan geldiğini hatırlattı bize bir kez daha. Yazarın herşeyi uzatıp , sıkmadan akıcı bir şekilde olaylar arası , zaman da geçirmesi gayet güzeldi. Birer günde iki kitapta bitebilir.
Fiyat zamlarından sonra hiçbir kitaba kesin alın diyemesem de uygun fiyatlı bulursanız kaçırmayın derim.
