472 syf.
·
Not rated
Ne çok acı var…
“Avuçlarımda Hâlâ Sıcaklığın Var” 1968 yazında başlıyor ve üniversiteyi yeni kazanan Lale ile arkadaşı Sumru’nun etrafında gelişiyor. İki güzel kız çok geçmeden Denizci Teğmen Fuat ve Robert Kolejli Talip’le tanışacaklardır… Vietnam’da ABD ve Çekoslovakya’da SSCB eliyle gerçekleşen yıkım ile Küba ve bazı başka ülkelerde meydana gelen büyük alt üst oluşlar, gençlerin dünya genelinde dikkatini çeken yıllar... Yaşanan olumsuz gelişmeler Paris başta olmak üzere dünyanın bütün büyük kentlerinde üniversitelileri harekete geçirmiş, dünya yangın yerine dönmüştü. Türkiye de bu gelişmelerden nasibini alan ülkelerden maalesef ki…ABD emperyalizminin boyunduruğunda yaşanan yoksulluk baskıcı düzenle birleşince, başta gençlik sonra öteki duyarlı toplumsal katmanlar alev almış,,, giderek yangına dönüşmüştür… 68’den 71’e kadar yaşanan büyük alt üst oluşu kuyumcu titizliğiyle, tarihi gerçeklerden taviz vermeden işleyen Balcıgil, dönemi hatırlayan ya da içinde yaşamış olanların anılarını tazeliyor. Daha genç kuşaklar içinse, hazine niteliğinde bir başvuru kaynağı sunuyor…
Avuçlarımda Hala Sıcaklığın Var
Avuçlarımda Hala Sıcaklığın VarOsman Balcıgil · Destek Yayınları · 20211,036 okunma
272 syf.
10/10 puan verdi
Eğer, bir Türk halk İslam'ından söz edilecekse bu şüphesiz Bektaşilik olacaktır. İslam'ın katı Ortodoks yorumuna karşı konar göçer Türkmenler arasından çıkmış ve gelişmiş hem senkretik hem de heterodoks özellik gösteren Bektaşilik hakkında merak edilen birçok sorunun yanıtını bulacağınız makalelerden oluşuyor bu kitap. Makaleler farklı zamanlarda yazıldığı için bazı konularda tekrara düşülmüş ama bu da bilgilerin pekişmesi için iyi olmuş. İran'dan Balkanlara kadar uzanan Bektaşilik ilk ne zaman ortaya çıktı ve kurumsallaştı, İslam öncesi Türk dininden ne kadarını günümüze taşıdı, Bektaşilere atılan iftiraların kaynağı ve sebebi nedir, Safeviler Dönemi'nde İran şiiliğinden ne kadar etkilendi, Bektaşi babalarının Osmanlı'nın kuruluşunda oynadığı önemli rol ve buna karşılık ilk Osmanlı sultanlarının tarikata desteği,( Osman Gazi'nin kayınbabası Ede Bali, Hacı Bektaş gibi Baba İlyas'ın müridi ve Hacı Bektaş'ın yakın dostu) Bektaşilik'in ritüelleri nelerdir gibi birçok sorunun cevabını bulacaksınız. Kitabı okumadan önce Baba İlyas Horasani, Ahmet Yesevi, Sarı Saltuk, Abdal Musa, Balım Sultan, Elvan Çelebi, Aşıkpaşazade, Kadıncık Ana, Otman Baba, Barak Baba gibi tarikat büyükleri hakkında ön bilgi sahibi olursanız eseri anlamanız kolaylaşır ve taşlar yerine oturur. Ayrıca bu konuyla ilgili Ahmet Yaşar Ocak'ın kitaplarını da okuyabilirsiniz.
Uyur İdik Uyardılar
Uyur İdik Uyardılarİrene Melikoff · Demos Yayınları · 2021133 okunma
Reklam
586 syf.
·
Not rated
Nakil Birincil Hüccettir
Ulema bilgiyi/hakikati rivayetten bağımsız olarak hiç bir zaman anlamamışlardır. İbn-i Cezvi (Allah ona rahmet etsin) bu usulü çok güzel yerli yerine oturtmuş bir durumdadır. Hata ve kötülükleri bir şekilde şeytanla ilişkilendirmiştir. Bunu yaparken de kaide olarak şeytan'ın varlığını günah işlemeye ruhsat olarak göstermemiştir; aksine birer
Şeytan'ın Hileleri - Telbis'u İblis
Şeytan'ın Hileleri - Telbis'u İblisİbnü`l-Cevzi · Kahraman Yayınları · 2002275 okunma
10/10 puan verdi
·
Liked
" Hiçbir Tarih Yoktur Ki İzinden Gidenleri Aydınlığa Çıkarmasın." Soğukla ,Rum çeteleri ile ,yoklukla mücadele eden bir köy ve bu köye zamansız atanan bir öğretmen Ayzuhra . Dedesi Koca Sinan'dan kalma emanetin sabihine teslim edilmesi görevinin ağırlığını omuzlarında taşıyan, ömrünün son demlerine yaklaşan Osman ağa... Bir yangının ağabeyi dışında herşeyi elinden aldığı Fatıma ile Kenan kahramanlarımızdan bazıları . İlk görüşte aşk dediğimiz Kenan ve Ayzuhra aşkını okumaya başladığımda olay öyle bir yere evrildi ki hayret ettim . Ayzuhra'nın bu köye gelmesindeki asıl neden neydi ? Bu düğün neden olmalıydı ? Osman Ağa'nın evindeki tarihi bir sırrı gizleyen oda ve O'nun gizlice yaptığı bir yolculukla sırlar aralanmaya başlıyor. İzmir'de düşman yeni denize dökülmüş ve sonrasında birkaç gün Mustafa Kemal'i gören olmamıştı . Aynı günlerde Osman Ağa'nın gizli odasında ise çok önemli bir misafiri vardı .Bu misafir günlerce bir odada ne yaptı dersiniz ? Okudukça her şey açığa çıkacak ,Türk milletinin gizli kahramanlarıyla gurur duyacaksınız . Dedesinden devraldığı sırları ondan sonraki sahibine devreden Osman ağa artık rahatlasa da böyle önemli bir sırrı devralan kişi gergindi . Parola :Düğün'ün harika gizemini siz de çözmek isterseniz buyrun okumaya canlar İşte şimdi Kenan ve Fatıma avluya bakan pencerenin önünde oturuyor davul zurnanın ritimli tonlarında oyunlar oynayan gençlere bakıyorlardı. Ama ikisinin de gördükleri düğünde oynayan gençler değil geçmişte yaşanan acı olayın ayrıntılarıydı.
Parola: Düğün
Parola: DüğünHalis Ulu · Kitap Müptelası · 20238 okunma
224 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 5 days
İran'daki siyasi istikrarsızlık üzerine burayı çok rahat fetheden Halifelik, gözünü daha doğudaki Horasan, Harezm, Toharistan ve Maveraünnehr'e dikmişti. Adı geçen yerlerde halkın ekserisi İranî kökenli Soğdlar, Farslar, Afganlardı; Türkler de azınlık olarak bulunuyordu. Buralardaki bazı şehir yönetimleri Türklerin elindeydi. Fakat bu yerlerde hâkim bir Türk devletinin bulunmayışı, Emevilerin daha rahat ilerlemesine yol açmıştı. Bu aşamada bölge halkları bazen gönüllü bazen gönülsüz olarak İslam'a geçiyordu. Fakat bunlar münferit geçişlerdi. Hatta Müslüman olmayanlardan alınan cizyenin yeni Müslüman olmuş kişilerden de alınmak istemesi dinden çıkışları da artırmıştı. Halifelik kurumu Abbasilere geçtiğinde hemen olmasa da süreç içerisinde Kuzey Asya Türklüğü ile İslam buluşmaya ve tanışmaya başlamıştı. Münferit geçişler hızlanmış, bunu kağanların da İslamlaşması izlemişti. Kitap, eli zaten kılıçlı olan Türklerin kılıç zoruyla değil, politik nedenlerle ve İslamlaşan İranî halklarla iç içe yaşamalarından dolayı bu yeni dine tedricen katıldıklarını tüm detaylarıyla anlatıyor.
Türklerin İslamı Kabulü
Türklerin İslamı KabulüOsman Karatay · Kripto Yayınları · 2018102 okunma
270 syf.
10/10 puan verdi
Kimseye etmem şikayet, ağlarım ben kendi halime
Geçip gitmiş yıllar ama geriye baktığımızda gördüğümüz yine bugün. Bu defa birkaç asır öncesine çeviriyoruz yüzümüzü. Takvimler 1622 yılını gösterirken Genç Osman olarak bildiğimiz, Padişah 2. Osman yeniçerilere alternatif bir sistem düşündüğü dillendirilince, yeniçerilerin ayaklanması neticesinde Yedikule zindanlarında öldürülmüş. Yeniçeri
Germakoçi
GermakoçiUğur Erbaş · İletişim Yayıncılık · 034 okunma
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.