Rosshalde
Beni Hermann Hesse ile tanıştıran kitap. Ama öyle bir kitap, öyle bir hikaye ki okuduktan sonra etkisinden kurtulmam imkansız artık demiştim. Yazarın kalemindeki o tavsir gücü ve anlattığı hikaye o kadar çok gerçekçi ki acaba kendini mi anlattı bu hikayede demiştim.
Dikkat ayrıntılı yorum içerir!
O tasvirlenen muhteşem bahçeye, Rosshalde adlı o evin içine girdim ben de okurken ... Usulca ,mesleğine deli gibi tutkun , ressamın atölyesine gittim önce. Onu tuttum bir sarstım " Hey kalk bırak o fırçaları elinden be adam, bak dışarda küçük bir çocuk senden ilgi bekliyor, şu bahçede seninle koşup oynamak istiyor! Sen çok sevdiğini iddia ettiğin küçük çocuğuna hep diyorsun ya " Hadi gel, al fırçayı sen de resim yap benimle" ama bilmiyorsun çocuk senin işinden de o boya kokan atölyenden de nefret ediyor aslında... Onun tek isteği, çocuk olmak, sadece çocuk... Kendinin de dediği gibi " Bazen çocuklar hiç bir şey yapmadan, bir köşede öylece oturmak ya da oynamak ister."
Sonra o mutsuz karın var ya,sana soğuk davrandığını iddia ettiğin, onu mutsuz eden sensin aslında... " Git sarıl ona, onu ne çok sevdiğini söyle, çekilip gitme o atölyene. Karın senin işine saygılı, ama senden de ilgi ve şefkat bekliyor... Hep verici olan taraf olmak istemiyor. Sen ona yaklaş, bak o sana nasıl koşacak...
Bak sonra çok geç olacak her şey için dostum, kalk kendine gel diye bağırdım ama duyuramadım... Kitap bitince şöyle bir bakakaldım hüzünle kitabın kapağındaki o eve ...