Severek okuduğum bir kitap oldu. Her sayfası film izlermiş gibi gözlerimde canlandı. Yer yer mantık hataları olsa da güzel bir kurgu yazılmış. Karakterlerin bazı hareketlerine sinirlendim ancak görmezden gelerek okumaya devam ettim. Umarım devamı da en az bu kitap kadar güzel olur...
Uraz, Kumru, Eren, Nisan ve Bulut, bir gün karşılarına çıkan bir broşür sayesinde, Enkaz Altındakiler isimli bir yarışmaya başvurur. Seçmeleri başarıyla geçen beşli, yarışmanın yapıldığı alana gelirler ve her şey yağmur sandıkları bir su kaçağıyla başlar...
Üstünüze çökmek üzere olan ve su altında kalmaya başlayan bir yerden nasıl kurtulursunuz? Üstelik burası yerin altındaysa ve kimse nerede olduğunuzu bilmiyorsa?..
Keyifli okumalar dilerim...
www.sukhabilge.com
Jules Verne okumaya otuz yaşımda Celal Şengör'ün bir konuşmasını dinledikten sonra karar verdim. Birçok kişinin çocukluğunun en iyi yazarıdır belki ama bisiklet sürmeyi bile yirmi yaşında öğrenmiş bir insan için öyle değil, bazı güzelliklerle geç yaşta tanıştım maalesef. Şengör, kitaptan jeolog olmasına sebep olan kitap olarak bahseder.
Denizler Altında Yirmi Bin FersahJules Verne · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20196.4k okunma
.
İnsanız, hata yapmak özümüzde var. Yeter ki kabullenelim, yüzleşelim. Bize sunulanı değil, kendi içimizde yaşattığımız dünyamızı keşfedelim. Yazar işte böyle telkinlerle gerçek hayat hikayeleri çıkarıyor karşımıza. Üstelik sohbet havasında ve samimi söylemleriyle.. Verilmek istenilen mesajların, rahatsız etmeden ince bir dille anlatıldığı, okuyunca kendinizden de bir şeyler bulabileceğiniz, dolu dolu bir kitap. Psikolojiye ilgi duyanlarin seveceği bir tür kişisel gelişim kitabı.
Yazar genel düşünceleri yanında, yaşadığı deneyimleri de sunuyor bize. Kendimize değer vermemiz gerektiğini sürekli hatırlatıyor. Yapılan hataların doğallığını ve bunları tersine çevirip bizim için olumlu olmasını sağlamanın önemini anlatıyor. İnsan olmanın güzelliklerini, zorluklarını, hayatın inişlerini, çıkışlarını, aşkın farklı yönlerini ve mutluluğun sırlarını aktarıyor. Hayatın zorluklarına karşı cesur ve umutlu olmanın önemini gösteriyor. Düşünceye sevk eden, eksiklerimizi görüp bulabileceğimiz, akıcı, sürükleyici ve etkileyici bir eser.
#İnsanızAyıbıYok
^
^
#alıntı
Ben bir kelebeğim. Yarın öleceğim. Bir günüm var o da bugün.
^
İnsanların çoğu aşkı tanımlarken aşk sandıkları yanılsamaları yaşıyorlar.
^
Sahip olmak isteyen, acı çektiren, bencil ve dış etkilere bağlı bir aşk... Öyle olmasa ne önemi vardı yaşın, mezhebin, yaşam tarzının, paranın? Böylesi kriterlere bağlanan aşklar, ancak gerçek aşkın silueti olabilir, ki o bile zor.
^
^
#inkılapkitabevi #üçüncügözyayın #aretvartanyan #bloghemsire #edebiyat #kişiselgelişim
Sabahattin Ali'nin kızı Filiz Ali 1997 yılında babasından kalan ve seneler boyunca sakladıkları sandığı bu kitabı derleyen Nüket Esen'e gösterir. Nüket Esen sandıktaki evrakları gözden geçirir, tasnif eder ve yaklaşık 3 yıllık bir çalışmanın ardından bu kitap ortaya çıkar.
Kitap bana Sabahattin Ali'nin özel hayatının bizzat içine girmiş hissi verdi. Bu nedenle onu seven, şiirlerine ve romanlarına hayranlık duyan, hayat hikayesini bilenlerin çok ilgisini çekeceğini düşünüyorum.
Kitapta 4 hikaye, 11 şiir, 1 opera, yazmayı planladığı hikaye ve romanların listesi, 8 tane de makale bulunuyor. Ayrıca kitabın sonunda Sabahattin Ali'ye ait çizimler yer alıyor.
Kitaba ismini veren 'Çakıcı'nın İlk Kurşunu' isimli hikaye kitaptaki en uzun ve ilgi çekici hikaye.
Kitapta yer alan son makalede ağır bir hükümet eleştirisi mevcut ve bu makalenin Sabahattin Ali'yi dramatik bir ölüme götüren son yazılardan biri olduğu belirtiliyor.
"Bir gülüşüne ereydim
Her gün yüzünü göreydim
Garip canımı vereydim
Yârimin yoluna dostlar."
Hayat sadece erkeklere mi var yoksa bu zaman da cahiliye dönemini yaşıyor, anlamış değilim. Dünya sadece erkekler için var edilmemiş. Yeryüzü taş, kaya, toprak, kupkuru dağlarla döşenmiş olsaydı ve su olmazsa herhangi bir güzelliği olur muydu? Tabiki de olmaz. Biliyoruz ki yeryüzü yeşillikle, çiçeklerle güzelleşir. Erkeklerin de çiçekleri kadınlardır. Kadın olmaz hayatın güzelliği olmaz. Hem kadının yaptıklarını kimi erkekler yapamaz. Bir ağaca bakım yapıp meyve vermesini sağlanıyorsa bir kadına da değer verip meyve vermesini sağlamak gerekir.
Urfa'nın Siverek ilçesinin bir köyünde gencecik bir fidan yarına umut olmak istiyor. Meryem. Köyde yetişen bir çiçektir. Dünyayı güzelleştiren, neşelendiren. Tek bir aruzusu var. Okumak. Lakin gelin görün ki örf ve adetlerin hala cahiliye döneminin kalıntılarının izinden yürüdüğü görülüyor. Okumasına engeller bu yıkılmaz sandıkları duvarlar. Bilmezler azim, yıkar geçer. Bir küçük umut engelleri aşar. Ve Meryem'in umut kapısı yakından takip ettiği yazar Alişan Bey oluyor. Kararlı bir cesaretle ve azimle adım attığı yolda öyküsüne tanıklık ediyoruz. Mücadelesini okumak derstir aslinda bizlere.
·
Not rated
Elfler... J. R. R. Tolkien'in kurgusal romanında Orta
Dünya evreninde yaşayan kadim bir irk. Bu irkin
Özelliği ise öldürülmediği ve kederden solmadikları
takdirde ölümsüz oluşları. Yüzüklerin Efendisinin ilk
filminde yaşadıkları orta dünyaya artık karanlıklar
hakim olmaya başlar. Her geçen gün daha da artar
ve ölümsüz elfler kederden solup
