Yaşar Kemal'in Sarı Sıcak kitabında yer alan Beyaz Pantolon öyküsü Yapı Kredi yayınları tarafından ayrı bir kitap olarak basılmış.
Kitapta ayakkabı tamircisi Mustafa'nın beyaz bir pantolon almak için tuğla ocağındaki üç günlük yoğun çalışmasını anlatıyor.
Kısa ve etkileyici bir öyküydü. Yine Yaşar Kemal'in harika anlatımıyla yoksul insanların yaşadıklarına tanık olmak keyifliydi.
Bu dönemi bildiğiniz gibi Atatürk'e ayırmıştım devam edelim. Cumhuriyetin ilan edilmesinin 100.yılını kutladığımız bu dönemde ömrünü savaş meydanlarına adamış bizlere bu güzel vatanı bırakmak için inkilaplar yapmış fakat son zamanlarında yanında silah arkadaşlarının desteğini görememiş bunu dile getirmiştir. Ne yazık ki bir çok kereler
Bu yıl Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK'ü ebediyete uğurlayışımızın 80.yıl dönümü olması dolayısıyla kendi adıma son yıllarda ATATÜRK'e ve Cumhuriyete yapılan çirkin saldırılara, değersizleştirme ve unutturma politikalarına bir tepki göstermenin gerektiğini düşünüyorum ve bu tepkimin de aramızdan ayrılışının 80.yıl dönüm'üne denk geliyor olması daha da
250 syf.
10/10 puan verdi
Ayşe ve küçük arkadaşı Kelebek bir araya geldikleri anda vakit kaybetmeden Renk Bulmaca oyunu oynamaya başlarlar.
İlk seçtikleri renk sarı olur ve küçük Kelebek hemen nergislerin sarısına konuverir.
Oyunları bitince Ayşe hemen eve gitmesi gerektiğini söyler küçük arkadaşına.
Çünkü annesi ona dışarıda fazla oyalanmamasını söylemişti.
Eve döndüklerinde onları mis gibi tarçınlı balkabağı kokusu karşılamıştır. Birbirinden enfes görünen bu lezzetlerden önce, Ayşe' nin tek merakı annesi neden bu kadar hazırlık yapmıştı...
Bu sorunun cevabını küçük arkadaşı Kelebek yanıtlayacaktı.
Ve Kelebeğin kanatlarından tuttuğu gibi uçtular birlikte :
"571 yılının on ikinci gecesine. "
Kıymetli yazarımız, âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamberimiz Hz. Muhammed Mustafa (SAV) 'yı çok sevdiği çocuklara tanıtmak, onların minik kalplerini Peygamber sevgisi ile doldurmak amacıyla kaleme almış bu güzel eserini
Görsel bir şölen sunan bu güzel kitabımızın her bir sayfasını küçük okurlarımız severek ve sabırsızlık içinde çevirecek eminim.
Oğlumla birlikte severek okuyup, incelediğimiz bu kıymetli eseri, küçük okurlarımızın okuyup istifade etmesi için içtenlikle tavsiye ediyorum
İnkılâp yıllarında bir siyasi dava: İzmir suikastı
Yakın tarihimizin önemli siyasi olaylarına dair yıllar önce yayımlanmış bir kitabı hatırlatmak istiyorum bu yazıda. Uğur Mumcu’nun ismi kadar yazıları, araştırmaları da belleğimizde mi hâlâ, bilemiyorum. Kadıköy’deki kitapçıları kapsayan sınırlı bir araştırmayla kitaplarının yeni basımlarına ulaşmanın pek de kolay olmadığını fark etmem zor olmadı.
Mustafa Necati Sepetçioğlu'nun Dünki Türkiye Serisi'nin ikinci üçlemesinin son kitabını nihayet bitirdim.
Diğer 5 kitabı yıllar önce peşpeşe bitirmiştim. Sonra bir klasikler furyasına girdim ki tarihten uzaklaşmışım. Kütüphanemde unuttuğum serinin altıncı kitabı olan, Üçler Yediler Kırklar eski bir dost gibi bana göz kırptı ve aldım ama başladığımdan uzun zaman sonra bitirdim. Sanırım bu seri beni, bende bu seriyi özlemişim. Zira Kumral Dedem, Bileyici Babam, Akçakoca Bey, Sarı Saltuk, Kendigelen Kız, Rahman, Sülemiş ve Piri Cabbarın Alisi mendeburu ve diğerleri aklımda uzunca yer etmiş.
Üçlemenin sonuncusunda Kumral Dedem vefat etmiş, Sülemiş büyümüş, Kendi Gelen kız artık kocaman kadın olmuş. Zöhre, Piri Cabbarın Alisinin aşkından Anadolu'ya gelmiş falan fişman.
Osman Bey'den sonra Beyliğe Orhan Bey geçiyor, Piri Cabbarın Alisi, mübarek Dursun Fakıh Kadı babamıza iftiralar atıyor, Süleymena bey Urumeli'ne geçmenin planlarını yapıyor. Bileyici Baba, Sülemiş ve diğerleri Piri Cabbar Alisinin defterini dürmek için mücadele veriyor.
Aksiyonu az gözüksede Yazarın, tarih, tasavvuf, siyaset, sosyoloji, edebiyat bilimlerini bizlere bir potbori karışımında anlatmış. Bundan sonra durmak yok 12. kitaba kadar seriyi bitirmeliyim.
