Bir kedi düşünün;
dedikodu dinlemeyi seven, sahibini küçümseyen, hayatı insanları eleştirmekle geçen, büyük burunlara kafayı takmış ve kel kafaların dikkatini dağıttığı..
Ama bir o kadar da sevimli, pirinç keki yediğinde dans eden, her yere minik pati izleri bulaştıran.. Sõseki, kitabı bir kedinin ağzından yazıyor. Eleştiri ve hiciv sanatını bolca kullanarak kedinin sahibi olan öğretmeni ve çevresindeki diğer insanların hayatını öğreniyoruz. Esprili diliyle yer yer güldürüyor bu isimsiz kedicik. .
.
▪▪Kitap bu zamana kadar okuduklarımdan oldukça farklı bir anlatıma sahip. Belli bir kurgusu olmayan kendi içinde oradan oraya atlayan bir Japon romanı. Tıpkı kedi gibi..
Yazar sürekli sizinle konuşuyor, bu da olayların daha fazla içinde olmanızı sağlıyor. Ayrıca Japonyanın savaş sonrası ortamını, insanların Avrupalılaşmasını, kültürü mükemmel bir şekilde yansıtıyor. İsimsiz kedinin patileriyle o döneme yolculuk yapıyorsunuz.
Kimilerine okumak zor gelse de ben bu kitabın anlatımına bayıldım. .
.
Kitap: 10/10
Çeviri: 9/10
Kapak: 10/10