Anayurt Oteli hem Türk edebiyatının hem de Türk sinemasının kilometre taşlarından biri. Zebercet, yazıldığı dönem (1973) için silik dış görünümünün derininde son derece cüretkâr bir karakterdir. Obsesif, yarı geçmiş yarı bugünü yaşayan, yalnızlıktan muzdarip, sapkın. Üç katlı, eskiden konak olan bir otelin merdiven altında oturan bir adamın “ilk bakışta” hiç de romana dökülemeyecek gibi duran, tekdüze hayatının zembereğinden boşalarak evrildiği bambaşka bir delilik halinin, bekleyişin bir haftalık öyküsü. Bastırılmış duygularını, yaşanmamışlıklarının hesabını kendisi için yarattığı bir aşk vasıtasıyla yaşamaya çalışan bu adam geçmişte aynı konakta melankolik bir yaşam sürmüş Faruk karakterine öykünerek kendine onun hazin sonunu hazırlar. Ankara treni ile gelen kadının betimlemesi Faruk’un yengesi Semra ile aynıdır.Filmde de bu göndermeyi tavanarasındaki fotoğraflar aracılığı ile keşfederiz. Senaryosunda konağın geçmişine ait detaylar eksik bırakılmış olsa da film aynı karanlık atmosferi yakalamayı başarmış, romandan bağımsız düşününce de kusursuz bir Ömer Kavur filmi ortaya çıkmış. Kitabı okuduktan sonra filmi izlemek ayrıntıları doğru değerlendirebilmek için daha iyi tabi. Macit Koper Zebercet’i, Serra Yılmaz ortalıkçı kadını çok başarılı bir şekilde canlandırmış.