“Aşk” kelimesinin içini dolduran ona anlam katan yeri geldiğinde bir çok fedakarlık yapılabileceğini hatta uğrunda ölünebileceğini gösteren Türk edebiyatımızın Batılı tarzında yazılan ilk romanı.Yeri gelip güldüren yeri gelip ağlatan bir eser.Sonunun beklenmedik bir şekilde bitmesi insanı hem şaşırtıp hem etkisinde bırakmayı başarıyor.İlk olduğu için kusurları olabilir.Bu kusurlar kişinin bakış açısıyla değişir.Bilindik bir kusur olan yazarın romanı aniden kesip kendi görüşünü belirtmesi hem komik hem samimi gelip kusur olmaktan çıkıyor.Okunması gerektiğini düşündüğüm güzel bir roman.
1859 Yılında dilimize çevrilen ilk roman olan Telemak'tan sonra 1862'de Victor Hugo'nun Sefiller romanı "Mağdurin Hikayesi" adıyla dilimize çevrilen ikinci roman olmuştur. Aynı romanı Şemsettin sami "Sefiller" ismiyle dilimize kazandırmıştır. 1872 yılında ise kendisi Türk Edebiyatının ilk romanı olarak kabul edilen Taaşşuk-ı Talat ve Fitnat'ı yazmış. Bu eser Türk Edebiyatında Roman Sanatının miladı yani ilk romanı olması açısından okunmaya değer bir eser. Taaşşuk-ı Tal'at ve Fitnat Şemsettin sami'nin ilk ve tek romanı...
Not:Şemsettin Sami, ayrıca Galatasaray'ın kurucusu Ali Sami Yen'in de babası.
Hikaye uslubundan kurtulamamış ve romantik bir bakışla kaleme alınan bir deneme. Romandaki bir çok hata göze batıyor ancak kitap gercekten akıcı bir biçimde ilerliyor romanda donemin gerceklikleri kadın erkek iliskileri seyri ve baş kahraman Fitnat i begenerek onunla görüşebilmek icin kendini kadın kılığına sokan Tal'at in gözünden kadınların erkeklerden çektikleri rahatsizliklar ve kadının sosyal çerçevede erkek sıkıntıları cok güzel bir şekilde verilmiş diye düşünüyorum. Aksakliklardan bahsedecek olursak benim gözüme carpan bir kac tanesi; Ragıbe kimliginde bir hanıma bürünen Tal'at la tanışan Fitnat onun ellerini tuttugunda bir erkek eli olduğunu nasıl farkedemez, sesi nasil kendini onca zaman konusmaya ele veremez ve Tal'at kendisine aşık olduğunu anlayışı gibi mantık hataları ve entrika unsurlarindaki aksakliklar ne kadar göze carpsa da anlatimdaki hikaye üslubu sizi hemen sarıveriyor sanki bir hikayeci sizi dizi dibine oturtmuş hikayesini anlatmakta.. Ve geleneksel insanin gözünden yeniliklerin yorumunu gözlemlemek fırsatı bulmus olmak kitabi severek okumamdaki sebeblerden bir tanesi. İlk deneme olması yönüyle de okunmaya deger diye düşünüyorum.