Yurdunu Kaybeden Adam; romanın başkahramanı Sadık Turan'ın, İkinci Dünya Savaş'ı yıllarında yaşadığı olayları anı şeklinde anlattığı ve kitap yazarının yaşamından izler barındıran Cengiz Dağcı'nın yazmış olduğu bir eserdir.
Kitap, Kırım Türklerinden olan başkahraman Sadık Turan'ın önce Almanlara karşı Rusya saflarında ardından
Yurdunu Kaybeden Adam
Yurdunu Kaybeden Adam Cengiz Dağcı'nın hayatından izlenimler taşımaktadır. Kırım Tatar Türklerine yapılan eziyetler kitaba konu olmuştur. Alman bölüğünde Türkistan'ı kurtarmak amacıyla Türkistan Lejyonerleri bölüğü bulunmaktadır. Sadık Turan bölüğün kumandanıdır. Fakat Türkistan'ın kurtuluşu hayalleri maalesef ki yalan olur. Almanlar savaşı kaybeder ve Sadık yaralanarak bölüğünden ayrı düşer. Onun iyileşmesine kadar aşık olduğu Polonyalı Marya ona eşlik eder. Sadık iyileşince Marya ile trendeyken ABD uçakları tarafından tren kurşuna tutulur ve Marya yaralanır. Küçük bir kulübede de vefat eder. Beni en çok yaralayan ise İtalya'ya gelen Sadık'ın Türk konsolosluğu tarafından Türkiye'ye iltica etmesine izin verilmemesi oldu. Beni etkileyen ve duygulandıran bir kitap oldu. Herkese tavsiye ederim.
Korkunc yılların devamı olarak yazılmış. O dönemi, Kirımı anlamak için okunmalı. Bu kitabı korkunc yıllara göre daha zor okudum. Kitapta savaş dönemi, yurtsuz kalan birinin hissettiklerini çok güzel anlıyorsunuz. Kitapla birlikte kirim türküsünü de dinledim.
"Ben bu yerde yaşamadım
Yaşlıligima doyamadim
Vatanıma hasret kaldım"
Cengiz Dağcı'nın neredeyse tüm kitaplarını okudum. Kırım'da yaşayan ve yaşanan sürgün sonrası Kırım'ı kendi içinde, dünyasında "yaşayan" bir yazar. Yazarın eserlerini okudukça, yaşananları okuyunca bu dava hakkında bilinçleniyorsunuz. Onlarda İnsandı, O Topraklar Bizimdi, Yurdunu Kaybeden Adam, Korkunç Yıllar vd eserlerinde yazar Kırım Türklerinin yaşadığı soykırımı o kadar güzel yansıtmış ki okumaya başlayınca kendinizi tarihin karanlık sayfalarında kaybolmuş gibi hissediyorsunuz. İhtiyar Savaşçı kitabını okurken de yer yer gözyaşlarına hakim olamıyor okur. Yaşanan acıları ve memleket hasretini ta derinden hissediyor. Yazarın tüm kitapları olunmalı, okutulmalı. Yazacak çok fazla da bir yorum yok aslında. Yaşanmışlıkları kendi dünyamız da yaşamak için, geçmişi unutmamak için İhtiyar Savaşçı okunmalı.
Bir adamın kendini ,yurdunu ,nereye ait olduğunu bilip anlamak için ;oradan oraya sürüklenişini,çaresizliğini harika bir şekilde anlatan güzel bir kitaptı …
Kırım ,Kırgız,Özbek,Kazak Türklerinin istiklal uğruna çektiği onca sıkıntı,özgürlük aşkı ve bunu içten bir şekilde istemek öyle betimleyici ve derin bir şekilde anlatılmış ki kitapta etkilenmemek imkansızdı ..
Yer yer eleştirilerim olsa da okunması gereken bir kitap diye düşünüyorum ve herkese kitaplı günler diliyorum
(Not:Kitap “Korkunç Yıllar “ kitabının devamı niteliğindeymiş ,okuyacak olanlara duyurulur )
Çok mükemmel düzgün bir üslupla ve akıcı bir kitap, özellikle marya ile tanışma dönemi başladığında kitap alıp götürüyor, marya ölmesi ile çok duygulandım. En sonda diyor ki içindeki yaşama sevincini kaybettikten sonra hür olsan neye olmasan neye yarar.