Bismillahirrahmanirrahim
Tarifini yapmaktan ihtiraz ettiğim böylesine kıymetli bir eseri yorumlamak acziyetimin bir parçasıdır lakin naçizane fikirlerimi beyan etmek isterim.
"SEN OLMADAYDIN, SEN OLMASAYDIN ALEMLERİ YARATMAZDIM" diye Alemlere rahmet olarak gönderilen Fahr-ı Kainat Efendimiz'in ﷺ yalniz hayatını demek noksan kalır, aynı zamanda iliklerinize kadar kalbinize giden gayeyi anlatan bir eserdir. O ﷺ en güzel eserdir ya buna şüphe yoktur.
O' nu tanıyan, bilen, gören , görmeden seven, ahlakıyla ahlaklanan kimseler..
Onlar ne bahtiyardır. Ben ne bahtiyarim ki O' nun ümmeti olma şerefini nasip eden Rabbime hamd-û senalar olsun.
Süleyman Çelebi;
Ümmetin olduğumuz devlet yeter,
Hizmetin kıldığımız izzet yeter…” demiştir. Yani “Sana ümmet olmanın ve Sünnet’in üzere bir hayat yaşamanın şeref ve bahtiyarlığı bize saâdet olarak kâfîdir.”
Eserde M....... diye geçiyor O' nun ﷺ adı. Edep kokuyor sayfalar, Üstadın kaleminde edep ve haya var. Ve şöyle başlar dizelerine: “Bu eserde güzel olan her şey senin, çirkin olan her şey benimdir.” Üstad'ın bu mükemmel eserinde eriyip gittim adeta.
Eridim,eridim, kayboldum bu nâmütenahiye giden yolculukta.
VERA oldum...