Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.12
Acaba Ben mi bir şeyler kaçırdım diye düşünürken açıp biraz araştırma yaptım ve aslında kaçırdığım hiçbir şey yokmuş. :) Öykülerin kesilip yarıda bırakılması, (Teşbihte hata olmaz.) daldan dala atlaması dışında genel bir çerçevede değerlendirdiğimde 12 Eylül darbesi sosyal, devrimci geçlik hareketliliğine de yer veren ama çoğunluk polisiye vakalarıyla geçen bir kitap. Bana soracak olursanız 6/10 diye bilirim :)
Ahmet Ümit gerçekten sevdiğim bir yazardır. Türkiye'nin belki de dünyanın en büyük savaşının ülkemizdeki boyutu çok güzel bir şekilde işlenmiş. Her bir öykü aynı acımasız dünyadan açılmış farklı kapılardı. Teker teker hikayelerden bahsedemem belki ama derinden etkilendiklerim elbette oldu.
Gökyüzünde Yıldız Olmak sizi insanlığın tarihine, adaletin temeline götürecek. Nerde başladı bu çatışma sorularınıza cevap verecek.
Ölümün Hükmü Yok ise insanın en büyük korkusu ölümle baş başa kalışını konu alıyor. Uğrana savaştığınız, inandığınız değerleri hayatınız pahasına savunabilir misiniz?
Pezevenk tek solukta okunacak gerilim dolu anlar içeriyor. Sadece kendinizi değil yoldaşlarınız ve aileniz de tehlike altındayken feda etmekten çekinmezsiniz değil mi?
DİKKAT(spoiler) Ya yanlış anlaşılmaysa...
Okurken elimden bırakamadığım çok güzel bir kitaptı. Kesinlikle tavsiye ederim. Sevgiyle ve okur kalın...
Aşk dolu, merak dolu, siyasi kaçışlar, devrimler dolu, eleştiriler, eğilimler, idealler dolu tatlı hikayeler…
Her biri kendi içinde gizemli ve çözümlü
Her biri duygu yüklü
Devrimden söz edince ne gelir insanın aklına? Belki kayıplar, belki yenilgi ya da korku ama en çokta umut, daha güzel dünya hayali ve direniş. Ahmet Ümit’in her yaştan, her duygudan örülmüş devrimcileri, bir yandan kendi hikâyeleriyle hesaplaşırken bir yandan da Türkiye’nin yakın tarihine kendi ışığını tutuyor. Ahmet Ümit bildiğim kadarıyla 1992 tarihinde yazdığı kitap.
Ahmet Ümit'in sekiz öyküsünün bulunduğu ilk öykü kitabıdır Çıplak Ayaklıydı Gece.
İsmiyle dikkatimi çeken kitapta her ilk öyküler 70'li, 80'li yılların devrimci gençlerinin hayatından kesitler sunuyor bize.
78'linin Mektubu isimli hikayede Ahmet Ümit öldürülen arkadaşı Enver Kurt'a hitaben onunla bu kavgaya atılışını, heyecanlarını, karakollara düğmelerini yad ediyor, ona özlemle, hasretle, biraz utanarak yazıyor bu mektubu.
İkinci hikayesinde Bir Akdeniz Düşü iki sosyalist arkadaşın yolları ayrı düştükten sonra bir çift mavi göze aşık olmalarını anlatıyor. Gençliklerinin heyecanını en güzel yıllarını temsil eden bu rengi ikisi de buluyor fakat hikayeleri biraz farklı oluyor tabi ki.
Sığınak hikayesinde gizlenmek zorunda kalan ve güneşe, gökyüzüne, denize hasret kalan bir militanı, Ölümün Hükmü Yok hikayesinde polisin elinde olan işkencelere maruz kalan bir yandan ölüm korkusu ağır basan bir yandan sevdiğini aklından çıkarmayan militanı anlatıyor.
En ilginç ve dönemi çok iyi yansıtan hikayesi ise Pezevenk hikayesiydi. Burada örgüt içinde polis olduğu ihbarı şüpheden içi içini yiyen bir üyenin hikayesini anlatıyor. Geceleri uykusu kaçan, evinin önünden geçen bir kişiden şüphelenip stresi sonuna kadar yaşatan bir hikayeydi.
Diğer hikayelerde de çocukluk, arkadaşlık, ölüm temaları üzerinde durmuş.
Genel olarak sevdiğim bir kitap oldu. Kısa kısa hikayeler, akıcı, kolay okunabilir bir günde bitecek bir kitaptı. Ağır okumalar yapılan zamanlarda rahatlatıcı bir kitap olarak tercih edilebilir.
Yakın zamanda Ayşe Kulin'den okuduğum bir varmış bir yokmuş isimli kitapla aynı tasarıma sahip. Bir Ses Böler geceyi isimli roman biterken(konusu alevilik,sosyalizm,komünizm,dinci dindar farkı) kitaptaki yazılar ters dönüyor. Kitabın sonundan başlıyorsunuz okumaya. Bu sefer de Çıplak Ayaklıydı Gece isimli kapakla karşılaşıyorsunuz ve karışık,çok sıkıcı öyküler sizleri bekliyor. Hikayelerin sıkması yetmiyormuş gibi,roman sonu gelene kadar çok iyi gidiyordu. Sonunu defalarca okumama rağmen anlamadım.
