okumanın ardından ara ara aklıma düşen bir karakter kalmış geriye. karakteri yaratan murakami.
okudugum diger murakami kitaplarında oldugu gibi, burada da sanki gercek hayattan bir hikaye okuyormusum gibi. sanki sayfaları cevirirken, tam da o anlarda tsukuru yasıyor, üzülüyor, sasırıyor, kendini bulmaya calısıyormus gibi.
cocukluk çağı arkadaşlıkları, yeni çevreye girme, uyum sağlayamama, geçmeyen yalnızlık hissi, geçmişin acısı, hayatına birinin girip seni silkelemesi, aslında ne kadar da güçlü oldugunu farketmen, kararlı olman, zannettiğin kişiden çok daha fazlası oldugunun sana gösterilmesi, ve en sonunda hissetmeye başlaman.
isimlerden hiç söz etmedim çünkü önemli değil. en azından tam şu an için. neler hissettirmiş bu kitap bana, mesela x ay ya da yıl sonra. açıp bakmak için.
ayrıca çocukkken, isimlerin kişilikleri etkilediği iddiasına inandırılmış biri olarak bu hikayede benzer olayı okumak hem şaşırttı hem gülümsetti