Nietzsche'nin neden Zerdüşt karakterini kendisine seçmiş olduğu başlı
başına bir inceleme konusu yapılabilirdi ama burada konuyla ilişkili olduğu kadarıyla
kısaca değinmekte fayda görülebilir.
Nietzsche, Zerdüşt karakterini herhangi bir düşünürden daha dürüst
bulmuştur. Zaten Zerdüşt'ün öğretisi doğruluk üzerine inşa edilmiş bir ahlak
anlayışını içerir. Nitekim Zerdüştlüğün kutsal kitabı olarak kabul edilen Zend
Avesta'da üç önemli buyruk vardır; “İyi düşünce, iyi söz, iyi davranış.”
Zerdüştlük; Işığın, iyinin Tanrı’sı olan Ahuramazda ile karanlığın,
kötülüğün Tanrı’sı Ehremin arasındaki mücadele üzerine kurulmuştur. Ahuramazda
hayatın yanındayken, Ehremin ölümün yanındadır. Zerdüştilikte ölüler gömülmez,
suyun, toprağın ve havanın, yani yaşamın kirlenmemesi için ölüm kulelerine; yırtıcı
hayvanlara terk edilir. Ölüm uzak durulan bir şey iken, yaşam Ahuramazda’nın
tarafı olduğu için kutsanır. Buradan yola çıkarak yaşamı kutsayan Nietzsche’nin
neden Zerdüşt karakterini seçtiğini daha iyi anlayabiliriz. Nietzsche yaşamı, “Kutsal
Dinler” ve batı metafiziği ise ölümü seçmiştir.... “Nietzsche kimi zaman,ahlâkın doğası hakkında genel eleştiriler serdetse de MacIntyre’ın da belirttiği gibi aslında o, yaşadığı çağın “belirli bir ahlâk felsefecisidir.”