" Dünya hayatının 'ahiret haricinde' bir iddiası yoktur. Yaşamın vaadi ölümdür. Bu vaadi herkese verir ve sözünde kesinlikle durur."
" Sohbette sırlı bir iksir, gizemli bir etki vardır. Öyle ki ona dahil olan birisi, başka yöntemlerle ancak yıllarca kat ederek alabileceği manevi mesafeyi dakikalar içerisinde alabilir. "
" İbadetlerden niyeti çekersek geriye ölü ve ruhsuz fiiller kalır. Hayırlı işlerdeki niyeti ortadan kaldırırsak onlar da artık bir iyilik parıltısı bile bulunamaz. İhlas, niyetle omuz omuza vermiş, ona yakın bir kavramdır. Niyetin kemale erdiği, pişip olgunlaştığı bir noktadır. İhlas, ölü eylemleri canlandıran, onlara ruh ve can veren, en etkili niyet çeşididir. "
" Mümin bir insan, zamanla binlerce yıl da yaşasa imanından vazgeçmeyecek bir kıvama gelir. Kendisine bitmez bir ömür de verilse yolundan dönmeyecek bir kararlılığa erer. O, dünyada böyle bir kararlılığa ulaşınca ebedi saadete liyakat kazanmış olur. Demek ki niyet, iman gibi bir kalp amelini sonsuz hükmüne getiren bir güç ve etkiye sahiptir. Kısa dünya hayatını, ebedî cennet hayatına çevirebilen şey, müminin imandaki kararlılığıdır. Yüce Allah bu kararlılığa o kadar önem vermiştir ki ona ebedi bir karşılık biçmiştir. "
* Bu alıntılar sen derviş olamazsın kitabından sadece bir kaç cümle. Kitapta bundan çok daha fazlası o kadar güzel anlatılmış ki.. Hayata yeniden çok güzel ve çok anlamlı bir bakış açısı sunuyor.
Yunus Emre'nin sözleri ile noktalamak istiyorum ;
"Ele geleni yersen,
Dile geleni dersen,
Halkı gıybet edersen,
Sen derviş olamazsın"