Şairin ilk kitabıymış ve İnkılap kitabevi şiir ödülünü şair, bu kitabıyla almış. Duygularini çok değişik şekillerde ifade etmiş. En beğendiğim kısımları alintiladim. Bu kitabından sonra yazdığı Ah'lar Ağacı kitabını çok beğendiğim için şairin bu kitabını da okudum. Duygusal, gerçekten çok orijinal ve güzeldi ama Ah'lar Ağacı kitabındaki şiirlerinde şair, kendini siir yazma konusunda çok daha fazla geliştirmiş olacak ki o kitabını çok fazla beğenmiştim. En son da "Pulbiber mahallesi"ni yazmış, onu da merak ettim doğrusu.
Şiirlerin içinde insanı eskiye götüren nostaljik kavramlar da mevcut, unutulmuş kavramlar denilebilir belki de. Şair gözyaşlarından, annesinden , komşu kadınlardan, kuşlardan, kedilerden ve daha bir çok şeyden dem vuruyor. Zamana çatıyor, kaderden kaçamazsın diyor. En sonunda Polyanna ile dertlestigi mektupları varyani kendine yazdığı mektuplar sanirim. Başta grapon kağıtlarından bahsedis , en son da Polyanna'dan merdivenlere grapon kağıtları asıp ondan sonra kaçmasını istemesi. Sanırım şair, mutluluk oyununu bıraksa da içinde en son renklerden kalma bir neşenin, umudun kalmasını istiyor. Rahmetle...