Çok değerli birinin bu kitabı hediye etmesiyle büyük bir zevkle okuduğum bir kitap oldu. İyi ki de okumuşum ve edebiyatı bu kadar güçlü bir yazarla tanışmışım dedim.
Kitabı hediye ederken kapağın arkasını okumamı söylemişti, kitabın arkasında da şu muhteşem alıntı vardı:
"Ayrılık ne biliyor musun? Ne araya yolların girmesi, ne kapanan kapılar, ne yıldız kayması gecede, ne güz, ne ceplerde tren tarifesi, ne de turna katarı gökte... İnsanın içini dökmekten vazgeçmesi ayrılık."
Kitabı büyük bir hayranlıkla okudum. Neredeyse her sayfasında en az üç yer çizip yıldızladım. Böyle güzel kitaplarla buluşmak çok güzel gerçekten.
Yazar sevmeyi, yaşamı, yalnızlığı, ölümü ve çoğu şeyi çok güzel şekilde ifade ediyor. İnsanın acısını insan alır diyor, ölümün canlı suretleriyizdir hepimiz diyor, yalnızlığın acısı ve ağırlığı azalmıyor çünkü insan, yüreğini göğüskafesinde yapayalnız taşıyor diyor...
Son olarak Sokrates'in bu düşündürücü sözünü paylaşmak istiyorum:
Huysuz bir kişi için, "seyahat adamı hiç değiştirmedi; gitti geldi ama yine aynı aksi, lanet adam" diyorlar. "Gayet tabii-diyor, Sokrates- kendisini de beraber götürdü."
Kimi zaman kendimizden bile sıyrılmamazı gerektiği hakikati çok güzel ifade edilmiş burada..
Hep güzel kitaplarla buluşmamıza vesile olacak değerli dostlar edinebilmek dileğiyle..