Düşünmeyi öğrenmek zor ve zaman isteyen bir eylem. Bunu öğretmek, öğrenmekten daha da zor bir süreç. Yazar İpşiroğlu, kitaba bir deneyle başlıyor ve şu soruların cevaplarını arıyor: Okuduğumuzu anlıyor muyuz? Okuduğumuz metinle gerçekler arasındaki farkı kavrayabiliyor muyuz? Bir metinde yer alan kelimelerin ifade ettiği gerçek anlamları çözümleyebiliyor muyuz? Bu sorulara bulduğu cevap, büyük oranda "hayır". Sonrasında, özellikle üniversite öğrenimi açısından, öğrenme ve eleştirel düşünmenin nasıl geliştirilebileceğine dair somut uygulamaları örnekleyen İpşiroğlu, hem öğretmenler hem de öğrenciler için bazı yöntemler öneriyor. Kitap, bir makalenin kitaplaştırılmış hali gibi görülebilir. Çünkü büyük kısmında, yazarın yaptığı deneylerin sonuçlarına yer veriliyor. Özellikle, öğretmenler açısından kıymetli buluyorum kitabı. Kitabı ilk keşfettiğimde, yazarın deneyini kendi öğrencilerime uygulamış, benzer sonuçlara ulaşmıştım. Okumak bir amaç değil, bir araç; hayatı anlamaya, empati kurmaya, sorun çözmeye, kendimizi iyi hissetmeye, çevremizin iyi hissetmesine yardımcı olmaya bir araç. Sadece okumak yeterli olmuyor, bir de okunanın doğru anlaşılması gerekiyor.