Dicle Türküsünün Sesi
Mezopotamya’yım ben;
Damarlarım su ve nehir,
Hayatım kavga, mevzum kan,
Dilim edebi, sözüm ebedi.
Her zaman bir şairin, bir vakanüvisin sözünden çok
Gılgamış’ın dudaklarında bir zaman, kadim nehrin kenarında
İnsanlığın var olmasından itibaren bütün halklarda bir tanrı anlayışı, yüce güç düşüncesi olduğunu görürüz. Kadim(eski) medeniyetlerden bugüne kadar olan zaman çizgisinde geriye doğru baktığımızda insanların birçok farklı Tanrı düşüncesi olduğuna şahit oluruz. İnsanlar zaman zaman güneşe, aya hatta yıldızlara bile yani kısaca doğaya tapma
(Manas'tan sonra en uzun destanlardan birine dönüşen ve İspanya'da Müslüman tarihi ve Endülüs'ü ele alan biraz katı akademik bir tahlil...)
Ah Endülüs, İhsan Süreyya Sırma’nın Endülüs Tarihi ve Gezi Notları olmak üzere iki bölümden oluşan ve İspanya Müslümanlarının Orta Çağ’daki durumlarını ele alan ansiklopedik bir seyahatname niteliğindeki
Merhaba Sevgili Okurlar ;
Tarihin pek çok döneminde din, politik emeller için kullanılmıştır. 11. yüzyıl İran’ında geçen olaylar derin araştırmalar sonucu oluşturulmuş birtakım kurgu harmanı olarak bunun bir örneği niteliğinde karşımıza çıkmaktadır. Olaylar, kendini peygamber ilan eden Seyduna (Hasan Sabbah) tarafından zeki ve ilmek ilmek dokunan
Bu tarz kitaplarda yani Mekke Medine gibi dinimiz için önemli şehirlerde geçen kitaplarda, İslami bir unsur var mı yok mu önce buna bakarım. Çünkü bazen dikkatli okumak gerekiyor. Açıkçası ilgi çekici başladı ama ben bunu biraz geç fark ettim diye de itiraf etmeliyim. Çünkü yıllar, asırlar öncesinden başlayan başlıyor hikâye. Tabii burada dikkat