Gör beni
Bedenimin içindeki canı gör, sadece etimi değil.
Gözlerimin içindeki hayatı gör, sadece bakışımı değil.
Hissettiklerimi gör, sadece tepkilerimi değil.
Beni gör.
Arka kapak yazısında bunlar yazıyordu.
Kitabın içeriğini araştırmadan bir arkadaşımla ortak bir okuma yaptığım bir kitaptı. Yazarın Fi, Pi, Çi serisinden aldığım keyfi bu kitapta yakalayamadım. Beklentimin altında kaldı.
Özellikle Cumhuriyet dönemi ve verilen mücadeleler, Atatürk*le ilgili değindiği yerler bana çok sönük geldi. Tarihi biraz daha detaylı aktarabilirdi. Kitabın sonu da güzel bağlanmamış. Farklı konuları yoğun bir şekilde anlatmaya çalıştığı için belirli bir süre sonra sıkılmaya başlıyorsunuz.
İnsanlık tarihinin ilk uygarlığından bugünkü uygarlıklara kadar geçen aşamaları; din, toplum ahlâkı, cinsiyet kavramı, etnik köken gibi birçok farklı konunun işlendiği bölümler ilgi çekiciydi. O kısımları severek okudum. Kitabı tavsiye ediyor muyum?
“…hayatın içinde kendilerini arayan iki ruhtu, ön yargılarından sıyrılabilen herkes gibi, kendilerini zıtlıkların içinde birbirlerinde buldular. Ön yargılarından sıyrılamayanlarsa hep kayıptılar.”
“…hayat daima bir seçimdi. Konfor alanının içinde her nefeste ölenlerden mi, hayatın içinde tamamlanmak için gösterdiğin çabada her nefeste doğanlardan mı olacaktın? Hayat işte bunun seçimiydi