Merhaba sevgili okur,
Maksim Gorki’nin otobiyografik üçlemesinin ikincisi olan Ekmeğimi Kazanırken, yazarın çocukluktan yeni yetmeliğe geçtiği dönemi, çevresinde yaşanan olayları, yaşadığı duygu durumlarını ve olaylara bakış açısını anlatıyor. Okuruna, sık sık, insanlar neden bu kadar kötü sorgulaması yaptırıyor.
•
İlk kitaba göre çok daha yavaş okudum. Yazarın kitap tutkusu bana Martin Eden’i hatırlattı. Kitaplara tanışması ve onlarla kurduğu bağı okumak kitabın en sevdiğim kısımlarıydı.Yazar birçok Rus yazar ve şairden bahsediyor. Puşkin, Lermantov, Turgenyev, Dickens, Flaubert...
•
Kitabın ilk yarısını çok beğenerek okudum ama yarısından sonra kitap biraz durağanlaştı ama okuru sıkan bir durağanlaşma değildi bu. Çeviriyi genel olarak sevmekle birlikte yer yer geçen Türkçe deyimler ve atasözlerine de şaşırdım doğrusu.
•
“Tanrı seni yarına kadar korusun.” kısmından çok etkiledim. Gerçi her yönden çok etkileyici bir kitaptı, puanım:8/10 efenim. Herkese tavsiye ederim.