Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
AV MEVSİMİ
MASON CROSS
445 SAYFA
Sınır tanımayan bir adam, sırf öldürmek için öldüren bir katilin peşinde.
"Chiago Keskin Nişancısı" lakaplı bir seri katil. Caleb Wardell. Ölüm cezasının infazına iki hafta kala, başka bir mahkumla birlikte nakledilirken, içinde bulundukları hapishane aracı saldırıya uğrar. Kurtulan tek kişi Wardell'dir. Emniyet güçleri hemen alarma geçer. FBI bu acımasız seri katilin yakalanması için Carter Blake'ten yardım ister. Blake'in uzmanlık alanı yakalanması imkansız gibi görülen suçluların psikolojisini tahlil ederek, izleyeceği kaçış planını belirlemektir.
Blake, ajan Banner ile iz sürmeye başlar. Serbest kalan Wardell zevk için cinayet işliyor olsa da firardan sonra kendine bir intikam planı belirler. Planını uygularken ne yazık ki karşısına çıkan masumları öldürmeye devam eder.
Zevk için adam öldüren bir psikopat
Uzmanlığı bu tip suçluları bulmak olan gizemli bir adam
İşine ve kurallara bağlı olduğu kadar küçük kızını korumak adına herseyi göze alan bir FBI ajanı.
Uzun zamandır okunmayı bekleyen bir kitaptı ve sevgili Azime ablam sayesinde okumuş oldum. Çok teşekkür ediyorum ablacığım eşlik ettiğin için Kitabın gerilimden ziyade polisiye yönü ağırlıkta, çok heyecanlı olmamakla beraber kesinlikle sıkıcı değil. Üç ana karakter etrafında dönen ve onların anlatımı ile ilerleyen bir hikaye. Blake'in tahminleri, olaylar karşısındaki soğukkanlı duruşu, gizemli hali oldukça ilgi çekiciydi. Okuyacak arkadaşlara şimdiden keyifle olsun diyorum.
LÜTFEN KİTAP OKUYALIM!!!
#gülenceset
~LAURELL K. HAMILTON
"Bana çok tehlikeli biriymişim gibi davranıyorlardı. Bir altmış boyumla heybetli biri değildim. Ölüleri diriltip birkaç vampir öldürüyorsun diye insanlar seni canavarlardan biri olarak görmeye başlarlardı."
Anitan Blake ile macera hız kesmeden devam ediyor. Serinin ikinci kitabında bu kez vampirlerden
Bu ay #harflerleokuyoruz Ç harfi için seçtiğim kitap Çamlık oldu. #weywardpines dizisini izlemiştim biraz havada kaldı gibiydi. Bir de kitbaına şans vermek istedim. Orjinal adı #pines #blakecrouch yazarına ait.
ABD gizli servis ajanı Ethan görevdeyken kaza geçirir ve zamanının çok gerisinde gibi olan wayward pines'da uyanır. 1 ay önce kasabada izini kaybettiren ajanları aramak için gelmiştir. Kasabadaki kimsenin kazadan haberi yok gibidir aynı zamanda herkesin garip davranışları vardır. Eşyalarına ulaşamayan Ethan, neden her şeyin sahte göründüğünü çözmeye çalışır. Bir yandan da 1 sene sonra Ethan'ın eşi Theresa ve amiri Adam'ın olayın peşine düşmesini okuruz. Elde edilen DNA bulgularına göre Ethan wayward pines'a giden arabada hiç bulunmamıştır. Ethan Pines'ta bir şeylerin yanlış olduğunu düşünür. Olayları açığa çıkarmaya çalışırken karısı ve oğlu da olaya karışır.
Anlatım heyecan temasını sürdürecek şekilfe ama kaçış anları fazla uzun ve ayrıntılı geld kitabın yarısından sonra sürekli bir tekrar var gibiydi. Başta kesinlikşe iyi bir gerilim ve korku olarak nitelendirdiğim kitap uzun süre ilgimi tutamadı. Dizisini öneririm.
Fantastik bir kitap ile buradayım. Kısaca konudan bahsedecek olursak; Ruby, annesinin saklamaya çalıştığı bir ateş kanıdır çünkü ateşkanlar, en azından kötü olanlar, donmuş kanlar tarafından zevk için öldürülmektedir. Ruby çok güçlü ama kimse onu eğitmediği için gücünü kontrol edemiyor. . .
Ruby bir kış günü Clay adlı bir gençle öpüşürken onu yakıyor. Elemanda kızı kralın askerlerine haber veriyor ve Ruby hapishaneye düşüyor. Aylar sonra Arcus ve yaşlı bir adam onu kurtarıyor. Ruby'yi bir manastıra götürüyorlar ve manastırda güçlerini kullanmayı öğreniyor. Klasiktir zaten, gücünü kullanamayan bir kız ve daha güçlenmeden yakalanır. Sonra biri onu kurtarır ve bir bakmışsın o güçsüz kız savaşın ana karakteri olmuş. Ruby bir ateşkandır ve Arcus ise donukkan. İkisinin ortak noktası ise kralı devirmek.
Kitap çok tahmin edilebilir bir kitap. Sonu da klişe ama çok güzel bitti. Ben şahsen beğendim. İkinci kitabı okumaya gidiyorum. Biraz sıkıcı olacak gibi hissediyorum ama merak etmiyorum da değil.
İlk kitapta hatırladığımız on yılda bir dünyaya gelen en iyi altı büyücüsü İskenderiye cemiyetine kabul ediliyor. Elbette sadece beşine ihtiyaç vardır. İşte bunu anlamamız içinde en az karakterler kadar ne zaman nerede elenme olacağından -en önemlisi nasıl- bihaberiz. Kendilerine has yetenekleri olan bu altı karakterden birinin bize veda etmesi bizim asıl ikinci kitaba geçme nedenimizi veriyor.
Artık zaman kazananın yanında yer almak ya da kazananın ta kendisi olmakta. Bir grup insanla başladığımız bu İskenderiye cemiyetinin amacının ne olduğunu nihayet hepimiz kavrıyoruz. Neden ve ne için sorularımız işte bu kitapta temizleniyor fakat cemiyetin aslında tek bir adam tarafından yönetilen bir sistem olması bizi ne kadar şaşırtıyor sizce? İşlerin daha kızıştığı ve yine zaman yolculukları arasında ilerlediğimiz bir kitaptı.
Karmaşık bir dil ile anlattığı ama kolayca adapte olacağınıza emin olduğum zaman zaman felsefenin boy gösterirken similasyon, ilüzyon ve pek tabi maceranın bolca yedirildiği farklı bir roman. Eğer biraz bilime ve fiziğe ilginiz var ise çok beğeneceğimize eminim.
#atlasparadoksu #oliveblake #martıyayınları
#atlasparadoksu
-OLIVIA BLAKE
“Şayet kıyameti arıyorsanız, bunu her yerde bulabilirsiniz..”
Altı büyücü ile başlayan ve hayatlarının fırsatıyla İskenderiye cemiyetine katılan bu kişiler arasından sadece beşi cemiyetin mensubu olabildiler. İlk kitabı okuyanlar bilecektir bu bir yarış niteliğindeydi o altı kişi için. Cemiyete girmek içinde tüm meziyetlerini ortaya koyacaklar, mücadele edecekler yeri geldiğinde birlik olacaklar ama aralarından bir kişi mutlaka elenecekti bu elenme bir ölümle dahi sonuçlansa.
İşte şimdi sadece beşi dahil olmuşken, cemiyetin de asıl amacı ve gerçekten ne olduğu yavaş yavaş ortaya çıkmaya başlıyor. Kurulan ittifaklar sınanıyor, yeri geliyor kalpler kırılıyor ama herkesin de bir taraf seçmesi gerekiyor.
Bu cemiyet, bizim bildiğimiz dünyayı değiştirmek için planlar yapan bir adam tarafından ham bir güçle yönetiliyor. Cemiyete yeni katılanlardan geriye kalanların durumu ise oldukça vahim. Çünkü anladıklarını düşündükleri pazarlıklar aslında anladıkları gibi değil. İstikrarlı gözüken ittifaklar ise dağılma aşamasında. Ve bu olanlar yüzünden hiç beklenmedik yakınlıklar tehlikeli bir hal almaya başlıyor. Ve bu güce sahip olmak için de bilgi uğruna feda edilenler de ortada. Tabi birde ortada olmayan Rhodes var. Libby Rhodes neredeydi? Ya da hangi zamanda?
İşler git gide çığrından çıkmışken kapılıp gitmemek elde değil.Hainliğin, ihanetin ve kaosun ortalığı yakıp kavurduğu bir eserdi. Bilimin büyünün kol gezdiği bir maceraydı. Nasıl sevilmesin merakla üçüncü kitap bekleniyor.