Esir Şehrin İnsanları çok gerçekçi bir kitaptı. Düşünsenize ülke işgal ediliyor, Allah korusun, ne yapacaksınız? Hayatında cephe görmemiş Avrupa'da yaşamını geçirmiş bir paşa çocuğunun Don Kişot'u Türkçeye çevireyim bari, vatana millete hayırlı olayım demesini ne kadar absürt görünse de anlayabildim. Aydınların kendi milletine yabancılaşması, saçma sapan bir şeye dönüşmeleri oldukça üzücü fakat hiç de nadir değil.
Kitap Kamil Bey'in Bağlarbaşı'nda miras kalan eski köşke taşınmasıyla başlıyor. Bu kitaba başlamadan birkaç gün önce ben de tam Üsküdar Bağlarbaşı'ndaydım, güzel bir tesadüf.
Kamil Bey parasızlık çekiyor, ekonomi çökmüş tabii, yakın durumda olduğumuz için maalesef hayal etmek zor olmadı. Atmosferi yaşadım.
Kitap genel olarak kolay okunan ve keyifli bir kitaptı. Bazı kısımlar karikatürvari idi. Kemal Tahir'in zihninde dönüp duran düşünceleri kağıda döktüğünü ve bunu müthiş bir gözlem yaparak, beceriyle oluşturduğu karakterler aracılığıyla yaptığını düşünüyorum.
İstanbul'da doğup büyümüş herkes okumalı desem abartmış olmam sanıyorum. Kişinin kendiyle bağdaştıracak çok şeyi olacaktır. Kurtuluş Savaşı'na İstanbul'dan bir bakış sunuyor kitap. Adeta film gibi.