Ben neye tapmışım meğer..!
Bu neydi şimdi diye bitirdiğim kitap olmasıyla beraber olaylardan olaylara sürüklendik.. Oscar abimiz, bir olayı sindiremeden diğer olayı sürüncemize sunarak soluksuz bir okuma olmasını sağlamış.
Zavallı Basil ve onun tutkusu.. Kitapta Basil karakterinin bir insana karşı sahip olduğu tutkuyu işleyeceğini düşünürken beraberinde gelen olaylar derin bir nasıllığa götürüyor. Kitabımızın üç büyük karakteri, onların hepsinin psikolojik yönleri. Okurken epeyce bir anlam vermeye çalıştığım kitap oldu. Büyükçe olayların sakince işlenişi, hiç beklenmedik anda olayların gelişmesi.Dorian ve onun dönüşen karakteri.. Basil’in o çaresizce inanmak istemeyişi, tam olarak da inanmak istemediği yerden vuruluşu. Dorian’a binbir nasihat veren ama hiç olanı göremeyen Lord Henry.. Olayların karmaşıklığında öylece akıp gidildi. Sanırım son paragrafına anlam biçmek için bile okumaya değer bir kitap olacaktır kendileri. Lond Henry karakterimiz ve yazarımız, beden, ruh, hissiyattan bahsedip dursa da en sonunda kişiler gene ulaşamadıklarının veya da aşırı hissiyatlarının kurbanı olmaktadır. İyi tarafı değil de insanların bu aşırı taraflarının da olduğunu sunan yazarımıza müteşekkiriz.. 
Oscar Wilde 
Dorian Gray'in Portresi
Demian Emil vs. Dorian Basil:"Yolu ancak onu kaybedenlerle bulabilirsin."
