Aslında kiç aklımda yoktu #beyoğlununengüzelabisi 'ni okumak. Kitaplarım yere dağınıktı, baktım parlıyor bana aldım. Alış ki o alış btti gitti rüyamda bile #beyoğlu 'ndaydım. Bir arkadaş var, #ahmetümit hastası. Sürekli onu över, sürekli onla kıyaslama yapar. Bende acayip sinir olurdum.sonra bi gün ne varmış bu yazarda dedim ve aha durum bu. Kitabını Okumadan bi ay bir durunca, eksiklik çekiyorum.
Neden Ahmet Ümit peki?
Hemen size okuduğum kadarıyla analiz edicim. Bazı kurgular vardır bir roman olmaktan fazlasıdır. Yazarın kitapları işte bu tanıma uyuyor. Misal bu kitabını anlatayım size.
Beyoğlu'nda sırtından bıçaklanarak öldürülen bir adamın cinayeti anlatılıyor. Ama cinayeti çözme yolunda ilerlerken yozlaşmış kentin insanlarını da gözler önüne seriyor yazar. Hükümet görevlisinden tutunda eskiden çok iyi olan 'adamına', hayat kadınına, pavyon şarkıcısına kadar... Ortada sadece filmlerde ya da haberlerde kısacık başlıkla gördüğümüz hikayeleri, saf çıplaklığıyla samimi anlatımıyla okuyorsunuz. Ve hiç gitmediğiniz halde yine o dar sokaklarda yürümüş, binaları, insanları yakından görmüş gibi hissediyorsunuz. Yakın geçmişi de anlatıyor tabi bu kitap ama etraflıca değil. O yüzden kurgu olmaktan fazlası yazarın kitapları
Tabi ki dehşet ve ibretle tavsiye ediyorum #polisiyekitaplar seven herkese.