Aslında bu yoktu, uyumadan önce öyle bir içimden geldi...
Çerezlik bir şeyler okuma ihtiyacı duyduğum için başladığım bir kitapta, kendimi bu kadar bulacağımı düşünmezdim.
Ana karakterlerden birinin anksiyetesi vardı ve daha önce hiç bu kadar ciddiye alındığını hissettiğim bir kitap okumamıştım. O yüzden Jacob üzerinden bize yansıtılan bu durum bence gayet başarılıydı. Onun bakış açısına geçtiğimiz çoğu anda hislerini, yaşadıklarını okudukça kendimi gördüm ve ona sarılmak istedim :" Briana'nın bu durumu "basit" "küçük" görmeyerek kabullenmesi, Jacob'ın rahat hissetmesi adına çözümler bulması beni her seferinde çok duygulandırdı... Her ne kadar hanımefendi bazen klişeler okumama sebep olup sinirlerimi bozsa da, hoşuma giden yönleri sebebiyle görmezden gelmeyi seçiyorum ^^ (deyip puan kırmam ahasha)
İnanılmaz hoşuma giden bir diğer şey de şu ki; yazarımız Abby, anksiyete dışında organ bağışına da oldukça vurgu yapmış kitapta. Bunun sebebini sondaki notundan daha iyi anlayabildim <3 fakat notun hepsini okudum desem yalan olur. Gözlerim dolduğu an kapattım, duygusallığım gittiği zaman devam edebilirim...
AYRICA kitabın başlarında Jacob ve Briana arasında yaşanan ( ve başlama sebebini gayet geçerli bulduğum :D ) mektuplaşmalar BENİ O KADAR MUTLU ETTİ Kİ, burada değinmesem içimde kalırdı. Liseli gibi kıkırdayarak falan okuyordum :D Sonlara doğru mektupların bize yansıması biraz azaldı ve bu beni üzdü ama olsun. Genel olarak hem çerezlik kitapların verdiği hissiyatları edindiğim hem de üzerinde durulan konularla takdir ettiğim bir kitap oldu. Daha ne olsun canım!! :D