Herkese her zaman tavsiye edeceğim o kitap… Benim için harikaydı.
(Hayatından vazgeçmiş suçsuz bir mahkumu yanlış hayat doğru yaşanmaz diyen bir kadın ve ona hayatı sevdirmeye,yaşamı sevdirmeye çalışan bir psikolog.)
Kitabı beğendim tavsiye ederim kurgusu falan gayet iyiydi kitabın konusu gayet basit bir şekilde başta anlaşılıyor zaten sonra karmaşiklasiyor. Hasta bir kız olan yeşil başar(green) kalp hastası, astım, güneş fobisi ... Bir çok hastalığı falan var ve konuşamıyor bir gün ülkenin korkulu rüyası olan bir katil babası tarafından tutuluyor kalbi oldukça değerli olduğu için babası kalbini sökmesi için tutuyor bu katili ama katil bunu yapamamıyor hatta onun hayatını kurtarıyor
Kalbini bi şekilde alıyor ama keserek degil:)
Neyse bu kitapta eksik bulduğum çok şey yok sadece kalbin neden değerli olduğunu başta ogrenseydim daha iyi giderdi gibi daha sonraki kitaplarda öğrenince bir degersizlesti gibi
Birde DREW BRUCE MARSHALL ın bir kadın tarafından yazıldığı fazla belli oluyor
Bu kadar güzel ve sürükleyici bir kitap
Bir Kadın Bir Ev Bir Roman'da karakterimiz liseyi yarım bırakmış ve gündüzleri yarı zamanlı işinde çalışırken, akşamları gazetecilik yapan bir gençtir. Kitap boyunca kahramanın sakin gözlemlerinden süzülüp incelikle kelimelere dökülen düşünceleri arasında dolaşıyoruz. Bir roman yazmak isteyen genç; " bir kadına, bir eve ve bir romana" ihtiyacı olduğunu tespit ediyor. Kitabın adı da burdan geliyor.
Yaptığı işler nedeniyle yeni insanlarla tanışıp, hayatta neyin iyi neyin kötü olduğunu keşfetme süreci, kibir ve vicdanla ilişkilendirmesini okuyoruz. Ayakları oldukça yere basan kahramanımız, anlamsız ilişkilerden ve konuşmalardan kolayca çıkıp yalnızca kendisinin karar vereceği geleceğine giden yolu buluyor. Ancak bu durumu biraz sevmedim. 18 yaşında bir genç için çok olgun kararlar alıyordu. Bu durumun Genazino'nun diğer kitaplarında yaşça büyük karakterlere yer vermesi ve bu kitapta bunun etkisinde kaldığını düşünüyorum.
Merak eden olursa kitabı okuyabilir. Ancak yazardan okunmalı dediğim kitap kesinlikle Mutsuzluk Zamanlarında Mutluluk...
Türk tiyatro ve sinema tarihimizin ilk kadın yıldızı Cahide Sonku'nun hayatını okuyacağımız bu kitapta arka planda dönemin ünlülerine ve olaylarına da bir göz atıyoruz.
İlk Türk kadın yönetmen olma ünvanını elde eden Cahide Sonku'nun çok zor şartlarda yaşayan bir kızdan herkesin tanıdığı ve Türkiyenin Cahidesi olduğu parıltılı hayata geçişini görüyoruz. Yıldızlaşmaya giden yolu gördüğümüz gibi düşüşleri de çok derinden hissediyoruz.
En ünlü olduğu zamanlarda ayakkabısından içki içilmesinden, en zor zamanlarında ispirto içmesine dönüşen bedbaht bir hayata ama mücadelelerle dolu bir yaşama göz atmaya, bir dönem Türkiyenin yıldızı olmuş sanatçımızın hayatına dokunmaya ne dersiniz??
Daha fazla yorum okumak için aşağıda yer alan linke tıklayarak bloguma ulaşabilirsiniz.
dogavekitap.wordpress.com/2024/06/24/kizi...
#kızılçengi #cahidesonku #osmanbalcıgil #destekyayınları #dogavekitap #dogavekitapankara #okudumbitti #kitap #kitapyorum #severekokuyorum #kitapsevgisi #kitapkurdu #kitapkolik #kitapokuyorum #kitapönerileri #kitaplarım #kitaplığım #yorum #kitapönerisi #kitaptavsiyesi #neokudum #okuyorum #kitapseverlertakipleşiyor #kitaptanıtım
Agatha Christie dehasına, olayları kurgulamasına hayran olduğum bir kadın. Şu ana kadar her kitabını elime aldığım gibi bitirmek için can attım. Normalde kitabı kenara koyup dinlenmek istersiniz, ben önce bitirip sonra dinlenmek için çabaladım çoğu zaman. Christie, bu romanında da beni şaşırtmadı, yine heyecanla kitabı bitirmeye çalışan bir ben ve akılalmaz bir cinayet vardı ortada.
Agatha'nın ilk yayınladığı kitaplardan olan ve karşımıza Poirot'yu çıkarttığı ilk kitap olan Roger Ackroyd Cinayeti, Dr. Sheppard'ın anlatımından yazılmış. Doktor, sürecin başından sonuna kadar cinayetin çözümlenmesinde Poirot'nun yanında yer alıyor, bu sayede olayların detaylarını, aynı Sherlock Holmes romanlarındaki Dr. Watson'ın bize aktarması gibi, öğreniyoruz. Ancak gerçekten öğrenebiliyor muyuz? Elbette ki öğrendikçe kendi beynimizde cinayete dair yorumlar yapıp katili bulmaya çalışıyor, durumlara açıklık getirip dedektife bürünüyoruz ancak hiçbirimizin Poirot olmadığı ortada. O olaylarda başkalarına önemsiz gelen detayları gördüğü için cinayeti büyük bir ustalıkla çözüyor. Kitabı okurken hiç akla gelmeyen ihtimaller, cinayet okurlarının bir zaman sonra "aklıma gelmeyen detay ne" diyerek bulabileceği ihtimallerden bahsediyorum, bu kitapta ezber bozuyor.
Şu ana kadar okuduğum Christie kitaplarında kesinlikle ilk üçte diyebilirim. Sürükleyici, kafa patlatan ve ihtiyacınız olan dinlenmeyi sağlayacak harika bir cinayet romanı! Belki de bir değil, daha fazlası.
Behire'nin Talipleri ile karşınızdayım.
İlk basımı 1923 te yapılan kitap tam bir dönem temaşası.
Cumhuriyet yeni kurulmuş ,zengin muhitlerde batı özentisi başlamış. Kıyafetler, dinlenilen müzikler ,garbı keşfetme çabaları. Yazar hikayelerle anlatmış bu durumları
Saf bir delikanlının öyküsü hariç kadın hikayeleri. Özellikle Behire nin talipleri çok.güldürdü beni .
Bütün öyküler tiyatro anlatımı gibi kişiler betimlenerek başlıyor. Bu çok hoşuma gitti tiyatro oyunu izler gibi canlandırdım kafamda ..
Ben seviyorum o dönemleri, kostümleri falan .Severek okudum bu yüzden...