Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
304 syf.
·
Puan vermedi
Uzaylılar Tarafından Kaçırılan Amerikalılarda Bugün
Çeşit çeşit kitap okuyoruz değil mi? Ortalığı karıştırmak adına bu sefer insanlıktan ayrılıp buzlu Avatar evreninde takılmaya karar verdim. Georgie isimli hanım kızımız bir gece uyurken yeşil, harbiden yeşil, uzaylılar tarafından kaçırılıyor. Bir şeyler oluyor ve derken kaderin cilvesi, uzay gemisine bir şeyler oluyor ve gemi Georgie ve onun gibi kaçırılan kızları buzul bir gezegene atıyor. Elbette daha sonra almak üzere yapıyormuş bu işi. Yeşil bebeler, adam kaçakçısıymış. Her neyse, kızlar kurtulduk diye sevinirken bulundukları gezegenin hiç de insan sever olmadıklarını öğreniyorlar. Georgie, şuursuz karakterimiz, öne çıkarak gezegende hayatta kalabilecekleri bir şeyler bulma yolunda dışarı çıkıyor ve o sırada Vektal ile karşılaşıyor. İkilinin hikayesi böylece başlıyor. Sonrasını tahmin etmesi zor değil elbette. Kitap smut. Uzaylı fingirdemeleri ve vücut anormalliklerinin sekste kullanılmasıyla sükse yaratmaya çalışılan bir kitap. Orijinal bir konusu yok. Derine işleyen bir yönü de yok. Öylesine okumalık bir kitap. Ben uzun süredir stresten kitap okuyamıyordum, bu kitap sayesinde silkelendim diyebilirim. Kafa yormadan çerezlik saydığım bir konusu var. Komplikasyonlar ya da kafa yorma derdi olmadan okunup gidiyor. Sizin de kafanızı dağıtmaya ihtiyacınız varsa elinize alıp bir iki sayfasını karıştırabilirsiniz. Fena sayılmaz ama bir şey beklemeyin.
Buz Gezegeni Barbarları
Buz Gezegeni BarbarlarıRuby Dixon · Dex Plus Yayınları · 202497 okunma
6/10 puan verdi
Über sert!
Kanada'da uzun yıllar yaşadıktan sonra doğduğu topraklara, El Salvador'a kısa bir ziyarette bulunan Vega'nın, bu zorunlu ziyaret sırasında yaşadığı tiksintiyi arkadaşı Moya'ya anlatışı kitabın konusu. Ama ne tiksinti... İç Savaşın da etkisiyle iyice yozlaşmış bu halkı monolog şeklinde aktarırken ülkesinin siyasi yozlaşmışlığını, kurumların yetersizliği ve kalitesizliğini, askerlik kurumunun vahşiliğini, kirliliği, gürültüyü, eğitimsizliği, kısaca gelişememekte olan tüm ülkelerdeki benzer olumsuzluklara değiniyor. Bir hesaplaşma, tepki ya da salt eleştiri olamayacak kadar sert ifadeler kullanıyor yazar ki kitap ilk olarak 1997'de İspanyolca yayımlandığında yazarın ölüm tehditleri almasına sebep olmuş. Aslında içine doğduğu kültür yazar açısından bakıldığında ona çokça malzeme sağlamışa benziyor, fakat senelerce Avrupa'da yaşayıp 'idealist' ya da 'elit' kodlar yüklenmiş olacak ki, bu malzemeyi sadece hayal kırıklığı ya da kaderin kötü bir cilvesi olarak görüp kültürünü yermeyi tercih etmiş. Bu durum ona bazı kapıları açmıştır elbette ki... Hep açar, böyledir... Ben kitabı akıcı bulmamakla birlikte yazarın çok tekrara düştüğünü düşündüm okurken. Son olarak diyorum ki; Kaçabilirsin ama saklanamazsın Moya; kimliğin benliğindir, doğduğun ev kaderindir
Tiksinti
TiksintiHoracio Castellanos Moya · Notos Kitap Yayınları · 2019341 okunma
Reklam
192 syf.
10/10 puan verdi
·
2 saatte okudu
Sesimizi çıkarmadıkça her şeyin daha kötüye gideceğini anlatan çok güzel bir mangaydı. "Örgütlenme" ve "Mücadele" bu yüce deneyim bizi iyice birleştirmişti. Kaderin cilvesi... Bunu bize öğreten kapitalistler olmuştu.
Yengeç Gemisi
Yengeç GemisiKobayaşi Takici · Yordam Kitap · 2010166 okunma
247 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
7 günde okudu
Eser İçinde Osmanlı tarihinin ünlülerinden Ali Paşa’nın da sıkça geçtiği girift ilişkiler ağı ve Dilimize aktarılmış ilk romanlarından biridir. Kelimenin tam anlamıyla sürükleyici bir romantik yapıt… *Alexandre Dumas (père) (1802-1870): On dokuzuncu yüzyılda Avrupa’yı saran siyasal ve sosyal çalkantıları yaşamasına rağmen daha çok on altıncı ve on yedinci yüzyılın tarihi olaylarını konu alan üç yüzden fazla roman yazdı. Yaşadığı dönemin sevilen ve en çok okunan romantik yazarlarından biridir. Monte Cristo Kontu ilk kez 1844 yılında Journal des Débats’da tefrika edilmiş, Batılı kültür dünyasına tüketilmesi imkânsız bir arketip armağan etmiştir. Sinemaya, tiyatroya, televizyona ve hatta bilgisayar oyunlarına uyarlanmış, hakkında besteler yapılmış bu eser, Fransa’nın, Kral ve taraftarlarının Napoléon’un dönmesinden endişelendiği Restorasyon Dönemi’nde geçer. İftiraya uğrayan Denizci Edmond Dantès, bu şüphe girdabında sevgilisi Mercedes’i, babasını, özgürlüğünü bir anda kaybeder. Acı, korkunç tecrübelerle dolu bu dönemden kaderin cilvesi ve azimle çıkmayı başarır. Artık güçlü, bilgili ve zengin biridir ve aklında tek bir şey vardır: Tanrı’nın adaletinin gereğini yapmak. Doğu’dan gelmiş gizemli bir kont kılığında bir intikam meleği gibi Paris sosyetesinin üzerinde dolaşır ama intikamı yalnızca düşmanlarının değil masumların hayatını da değiştirecektir.. İyi okumalar
Monte Kristo Kontu
Monte Kristo KontuAlexandre Dumas · Bilgi Toplumu Yayınları · 201626bin okunma
1552 syf.
·
Puan vermedi
Merhaba Sevgili Okurlar, İftiraya uğrayan denizci Edmond Dantès, nişanlısı Mercedes’i, babasını ve özgürlüğünü bir anda kaybeder. Acı ve korkunç deneyimlerle dolu bu süreçten kaderin cilvesi ve azimle çıkmayı başarır. Artık intikam zamanıdır. Gizemli bir kont olarak Paris sosyetesinin arasında dolaşır ve intikamını alır. Bu intikam, hem düşmanlarının hem de bazı masumların hayatını değiştirecektir. Okuduğunuz bütün klasikleri bir kenara bırakın, diyebilirim Monte Cristo Kontu için. Gereksiz betimlemelerde boğulmayacağınızın ve devamında ne olacak merakıyla kitabı elinizden bırakmayacağınızın garantisini verebilirim. Şunu belirtmek isterim; favori karakterim Abbe Faria oldu. Romanda karşımıza çıkan bu karakter, gerçekte de psikoloji bilimine katkıda bulunmuş bir kişiliktir. 18. yüzyılda yaşamış Portekizli rahip ve bilim adamı Faria, hipnozun modern anlamda ilk öncülerindendir. Eserde Abbe Faria, Edmond Dantès’in hücre arkadaşı olarak karşımıza çıkar. Romanın bu karakteri, hem bilgeliği hem de Dantès’in intikam planını şekillendiren bilgileri ile ön plana çıkar. Faria’nın bu karakteri, Dumas’ın hayal gücüyle birleşerek, tarihi ve kurgusal dünyalar arasında köprü kurar. Abbe Faria’nın gerçekteki bilimsel katkıları ile kurgusal dünyadaki yerinin birleşimi, onu eşsiz kılar. Hem bilim dünyasında hem de edebiyatta iz bırakmış bu özgün kişilik, hipnozun evriminde ve Dumas’ın efsanevi hikayesinde kilit bir role sahiptir. Keyifle okunsun.
Monte Cristo Kontu (2 Cilt Takım)
Monte Cristo Kontu (2 Cilt Takım)Alexandre Dumas · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202026bin okunma
164 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Habil, 29 yaşındadır ve o yaşına kadar çalışmak nedir bilmiyordur. Kendince yazılar , şiirler yazar sadece. Sürekli gittiği cafede çalışan Aysun’a tutulur. Onun adına şiirler yazar. Sonunda buluşmaya karar verirler,tam kavuşacaklar derken Habil’in annesi gelir ve apar topar gitmeleri gerekir. Babasının başı beladadır, babasının ortağı Kamuran,
Habil’in Başına Gelmeyenler
Habil’in Başına GelmeyenlerAtakan Mustafa Doğan · Mavi Gök Yayınları · 202414 okunma
Reklam
510 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Herkese merhaba arkadaşlar. Bugün karşınıza Vladimir Bartol’un “Fedailerin Kalesi Alamut” kitabı ile geldim. Çok ünlü bir kitap. Çok okunan aynı zamanda. Aslında ünlü kitaplara karşı hep bir mesafeliyimdir genelde aradığımı bu kitaplarda bulamam ama bu kitap için aynı şeyleri söyleyemeyeceğim. Kitabın konusuna geçmeden önce, yazar hakkında
Fedailerin Kalesi Alamut
Fedailerin Kalesi AlamutVladimir Bartol · Koridor Yayıncılık · 201241,8bin okunma
208 syf.
7/10 puan verdi
·
Beğendi
·
8 saatte okudu
#nefessizkalanadek Bazı kitaplar size okurken karın ağrıları yaşatırmış işte öyle bir eserin yorumuna değineceğim şimdi. Ankara güzel anakara seni görmek nasip olamasa da bazı kurgularda adın geçtikçe sokaklarını arşınlıyorum bende! Hakan ile Nefes.. Nefes ismini çok sevdim bu arada! Bir arkadaş düğününde dostlarının onları bir araya getirmeleri ile tanışırlar. Soğuk ve yeni mezun olmuş pilot beyimiz Hakan Nefes’çok yüz vermese de kaderin cilvesi Eskişehir’den Ankara’ya ilk görev yerine yardımcı pilot olarak gelmesiyle yeniden yolları kesişiverir. Nefes ailesinin özgürce büyümüş, prensesi, yüksek lisans öğrenimi psikoloji olan genç bir kadındır.. Sosyal platformları, sosyal alanları, sosyalleşmeyi çok seven bir mizaca sahiptir ki bunu her bir satırda deneyimlemek mümkündü.. Bu yanıyla kitap çağın içinde bulunduğumuz bir gerçeği de yüzümüze vuruyordu her anımız kayıt altında! Hakan’a gelecek olursak geçmişte toksik bir ilişkiden derin yaralarla sıyrılmaya çabalayan, yeni bir aşka kendini kapatmış sadece o anı yaşamaya kendini programlamıştır.. Nefes, Hakan’a tutkun iken bu nasıl mümkün olacaktır peki? İkilinin bir araya geldiği anlar Hakan’ın ilişkide ki rolleri, bazen fazla vurdum duymazlığı, Nefes’in her şeyi kabul eden yanı bazen fazla saf hallerine bakınca ikisinin de ağzına terlikle vurası gelir insanın! Biraz çok mu konuştum ne? Aynı hikayeler her an etrafımızda yaşanmaya ve devam etmeye mahkumdur.. Onların hikayesi henüz bitmiş değil açıkçası bu ucu açık kalan bir son bu hikaye içinde hak ettiği gibi de değil. Daha tatlış bir beklenti içinde devamını diliyorum..
Nefessiz Kalana Dek
Nefessiz Kalana DekNecef Temiz · Mahlas Yayınları · 202339 okunma
520 syf.
·
Puan vermedi
Yüzyıllardır kayıp olduğu düşünülen eski bir Yüzük bulunur ve kaderin garip bir cilvesi sonucu Frodo adındaki küçük bir Hobbit'e verilir. Gandalf, Yüzüğün aslında Karanlık Lord Sauron'un Tek Yüzüğü olduğunu keşfettiğinde, Frodo'nun onu yok etmek için Kıyamet Çatlakları'na doğru destansı bir arayışa girmesi gerekir. Ancak yalnız gitmez. Ona Gandalf, elf Legolas, Cüce Gimli, Aragorn, Boromir ve üç Hobbit arkadaşı Merry, Pippin ve Samwise eşlik ediyor. Yüzük Kardeşliği, dağların, karların, karanlığın, ormanların, nehirlerin ve ovaların içinden geçerek her köşede kötülük ve tehlikeyle yüzleşmek zorundadır. Tek Yüzük'ü yok etme arayışları, Karanlık Lordlar'ın saltanatının sonu için tek umuttur.
Yüzüklerin Efendisi - Yüzük Kardeşliği
Yüzüklerin Efendisi - Yüzük KardeşliğiJ. R. R. Tolkien · Metis Yayıncılık · 202318,7bin okunma
295 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
3 günde okudu
Hayatımıza Temas Bırakan Bir İz İçin
Her gün sayısını kestiremeyeceğimiz kadar iz oluşuyor insanların yaşamında. Bunların bazılarını bazı kararlar vermek için kullanmaya çalışıyoruz. İzler başka izlere karışıyor, hangisi bizim için, hangi iz bizim için anlamlı olan iz, bilmek de fazladan çaba isteyen kuvvetli bir meşekkat oluyor. Herkesin izi farklı olsa da bir noktada birçok iz birbirine benziyor, karışıyor. İzleri ayırt etmeye çalışmak bir yana, izlerden mesul kişilerin bıraktıkları izleri yok etmeleri çabası da mümkün (belki değil) ve iz sürerken bunun da olabileceğini hiçbir zaman unutmamak gerekiyor. Bir insanın ardında bıraktığı izi tamamen silmesi mümkün olmasa da ustalıklı yöntemler izleri silinmiş gibi gösterebilir, kaderin bir cilvesi olarak izler silinebilir, hiç görülmemiş gibi yapılarak izler yok edilebilir! Bırakılan her iz birilerinin hoşuna gitmeyebileceği gibi bulunan her iz de birileri tarafımdan hoş karşılanmayabilir. Öyle her izi de hemen bul(a)mayacaksın, değil mi! Bazen de peşinde dolandığımız iz kendi izimizle karışıp kendi izimize dönebilir, bir anda kendi kendimizi takip ediyor olabiliriz. Bu durumda iz kim izci kim karışması ve anlamsız bir iz sürme döngüsünün devam etmesi kaçınılmaz. İz peşinde koşanın en çok soracağı sorulardan birisi de şudur belki : İz bırakmamak mümkün mü gerçekten? Bir soru da biz soralım : Sadece temaslar mı bırakır iz? Ya da fark edilen iz sadece herhangi bir temas sonucu oluşan iz midir? Siz siz olun da, eğer iz bırakmak istemiyorsanız yani, pek de temas etmeyin öyle her yere. Şu bir gerçek ki; temas sonucu bırakılan izleri bulmak öyle ya da böyle bir şekilde mümkün görünüyor..
Her Temas İz Bırakır
Her Temas İz BırakırEmrah Serbes · İletişim Yayınları · 20215,1bin okunma
351 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.