Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
167 syf.
8/10 puan verdi
Gökkuşağından Sürülen Çocuklara
tüm “öteki”lere ithaftır.
Hêjîra çiyayî
Delala çîyayî
Dar hejîrokê
Xemrevînokê
Nav gul û giyayî
Kısmen spoiler içerir
Esat Mahmut Karakurt’un 1940 yılında kurgulamış olduğu bu roman başta basit gibi gelse okudukça cezbeden bir yapıya büründü benim için. Nihayetinde bazen böyle kafa dağıtacağımız kitaplara da ihtiyacımız oluyor. Bu kitap da tam onu karşılayordu.
Kitabı üç bölüme ayırmak gerek. Giriş kısmı hayli uzun olmakla beraber tüm önemli ayrıntılara sahipti. Yapılan eylem, bunun sonuçları ve sonra da bu sonuca gitmesine sebep olan etkenler bir bir anlatılmıştı. Bir yandan okura duygusal bir yönden hitap edilirken bir yandan da olayların mantıksızlığını düşündürtüyordu. Çünkü yer yer fazla klişe şeylerle karşılaşabiliyordunuz. Ama sanırım o dönemin edebiyatında da böyle bir hava olduğundan anlayışla karşılamak gerek.
İkinci kısım diyebileceğimiz mahkeme bölümü ise olayları bir anda bambaşka bir noktaya taşımıştı. Açıkçası ilk okumaya başlarken böyle bir şey olacağını hiç tahmin edemezdim. Ondan son derece vurucu geldi bu yerler. Açıkçası buraların biraz daha uzun olması hoşuma giderdi.
Final kısmı ise bir anlamda zamana bağlı olarak her şeyin üstüne sünger çekilen bir haldeydi. Biraz basitti belki bu kısım ama olması gereken de buydu. Zira yaşanan o acıları düşünürsek karakterlerin bir şekilde mutlu olmasını istemek çok doğaldı. Genel olarak kitaptan oldukça memnun kaldım. Yazarı da bu sayede tanıdığıma mutlu oldum.
672 syf.
10/10 puan verdi
Yalan
Şu koskoca platformda hakkında yalnızca yirmi altı adet inceleme yazılmış bir kitap hakkında iki kelam edeceğim : "Yalan"
Bu istatistiksel verilere göz atarken kıymetli üstadımız, değerli yazarımız, biricik dil ustamız Sevgili Şeyma Şubaşımızın nadide kitabı hakkında da tam yirmi altı adet inceleme girildiğini tespit ettim. İyi veya
- SPOILER -
Türk ordusu I. Dünya Savaşı sırasında müttefikleri ile Romanya'yı işgal etmiştir. Yüzbaşı Faruk, emrinde bulunan askerlerle beraber günlerdir yollardadır. Geceyi geçirmek için bir eve girerler. Ev eski bir Rumen generalinin evidir. Şanssız bir olay sonucu Yüzbaşı Faruk, generali öldürür. Bu olaya tanık olan kızı da Yüzbaşı Faruk'u öldürmek ister ancak başaramaz.
Aradan aylar geçer, Türk ordusu Tuna Nehri'ne ilerler ve İbrail'i işgal eder. Yüzbaşı Faruk karargaha yakın bir eve taşınır. Taşındığı ev, öldürdüğü generalin kardeşi Madam Mihailesku'nun evidir. Madam evde ölen generalin kızı Mariya ile yaşamaktadır.
Aradan geçen zaman içinde Mariya ve Yüzbaşı Faruk birbirlerine aşık olurlar. Savaş kaybedildikten sonra İbrail'i terk edeceği gece Mariya ve Yüzbaşı Faruk birlikte olurlar. Yüzbaşı Faruk, savaş bittikten sonra Mariya'yı İstanbul'a götürmek ve evlenmek istemektedir. Ancak İbrail'i terk edemeden başlarına hiç beklemedikleri çok kötü bir olay gelir.
- SPOILER -
Esat Mahmut Karakurt'un iki kere Yeşilçam'a da uyarlanmış olan eseri. Kitap sade ve güzel bir Türkçe ile yazılmış.
Bilgi Yayınevi'nin aslına sadık kalarak bastığı kitapta, günümüzde kullanılmayan eski kelimeler için dipnotlar eklemesi de çok yerinde bir karar olmuş.
Allaha Ismarladık.
Yesilçam tadında bir roman . Aşk ve vatan sevgisi iç içe girmiş. Nasılda vuruyor insanı yüreğinden. Bazen hüzünlendiriyor bazen coşkun bir sel gibi alıp götürüyor.
Konusu ve dili çok sade Evet ,cok farklı ve özel bir konusu yok belki ama yazarın o insanın içine işleyen tatlı dili yok mu ah ! Ne sade ne tatlı ne hoş bir dil bu .Nasılda insanı bağlıyor kendine , aşkla hüzünlendiriyor , vatan sevgisiyle coşturuyor.
Kurtuluş savaşı döneminde Istanbul'u işgal eden Ingiliz kuvvetlerin başındaki generalin güzeller güzeli kızıyla genç bir Türk Zabitinin aşkını anlatıyor kitap , iyiki de anlatıyor ne güzel anlatıyor.
Merhaba, yazarın deyişi ile "Okuduğunuz bu roman, ilginç tesadüflerin hoş bir tezahürüdür. Pakize Kadın dışında gerçek kişi ve olayların kronolojik akışa yerleştirilmesiyle beliren hikayenin kurgu marifetiyle can verilerek kaleme alınmasından ibarettir."
Hikayenin ana karakterlerinden biri olan Esat Mahmut Karakurt 1902_1977 yılları arasında yaşamış. Yirmiye yakın roman, gazete yazıları ve çok sayıda senaryo yazmıştır. Kendini "Kolumda kaç bilezik! Romancıyım, dişciyim, avukatım, Galatasaray Lisesi'nde öğretmenim. Senelerce bitirmediğim fakülte kalmadı. Ama cahillikten kurtulamadım." cümleleri ile tarif eder. Hikayede bahsi geçen yan karakter ise yazar Mebrure Alevok.
Diğer karakterimiz idealist bir köy öğretmeni. Anlatıcı, fotoğraflar, mektuplar ve o dönemde yaşayanların anıları ile yokluk yıllarında köy okullarını ve aydınlanma çabasını anlatıyor.
Bölüm aralarında ise küçük bir kızın masum cümleleri ile babasının ölümünü kabullenmesini, etrafında olup bitene anlamlandırnaya çalısmasını okuyoruz.
Finalde, üç farklı hayat Esat Mahmut Karakurt'un Allahaısmarladık adlı romanında birleşiyor.
Gerçek hayatların anlatıldığı, dil ve karakterleri ile dönemi yansıtan güzel bir hikayeydi. Mebrure Alevok ve Esat Mahmut Karakurt hakkında araştırmalar yapmamı sağlayan tarihte hoş bir gezinti oldu benim için.
Dönem kitaplarını sevenler keyifle okuyabilir. Kitapla kalın.
