John Steinbeck çoğunlukla basit kurgu ve karakterlerle eserlerini şekillendirir. Ama bazı eserleri vardır ki, diğer eserlerinden çok üstündür. Bunun tek sebebi o kitaplarının evrensel temalara sahip olmasıdır. Gazap Üzümleri, Cennetin Doğusu ve Kaygılarımızın Kışı adlı eserleri bu temalara sahipti.
Bitmeyen Kavga artık bu saydığım kitaplar arasında yerini aldı. Maceramız ana karakterin bir şeyler yapmak isteyip de grevcilere katılmasıyla başlıyor. Grev kelimesi bazı insanlara kötü çağrışımlar yapar. Kimdir bunlar? İnsanlar iki kuruşa çalışırken, kendileri rahat ve bolluk içinde yaşayan, halkı sömüren kan emiciler.
Kitabımızda bütün gün elma toplayıp sadece 15 sent kazanan işçi sınıfının yaşam mücadelesi anlatılıyor. Bu insanların aileleri, çocukları var. Bu ücret kime yetecek. Ana karakter Jim ve grev konusunda tecrübeli Mac, bu insanlara mücadele ve birliktelik ruhunu aşılamak için, işçi sınıfına katılıyor.
İşçi sınıfı ya da başka bir ezilen sınıf fark etmez, sonuç olarak her zaman sömürülen halktır. İşçi ve insan hakları var lakin ne hikmetse, onları kullanmaya çalışanlar isyancı olarak görülüyor. Halka bu seçenekleri verip de kullanılmasını önlemek biraz garip değil mi?
Çok sevdiğim bir yazardan, hiç bitmeyecek olan bu insanlık çelişkisini okumak benim için bir onurdu. İnsanlığın derdini anlatan yazarların değerini bilmeliyiz.
Dünya hiçbir zaman adil bir yer olmayacak. Bu kavganın sonu gelmeyecek. Belki bizler bir araya gelip o demir yumruğu bileğinden tutup durduramıyoruz ama en azından verilen mücadelenin varlığının farkında olmalıyız diye düşünüyorum...