Kitabı beğendim ama ilerleyişi yavaş olduğu için kitaba adapte olmakta sıkıntı yaşadım. Asıl olaylar başladığında dahi ağır ilerleyen bir yapısı vardı ama ana konu itibariyle de beğendiğim bir kitap oldu. Kitabın türü fantastik ve eski çağdaki gibi krallıklar leydilik söz konusu.
Kitap da sihrin varlığını bilen, sihre sahip olan ve bilmeyen insanlar şeklinde bir ayrım var. Hatta sihir kullanıldığının öğrenilmesiyle kişiler sürgün veya idam cezası alabilir. Hırsızlar Şehrinde ise karmaşık kurallar silsilesinin yanında kötü olabilecek her şey de yaygın. Buranın kralı ile üç kızı herkesçe biliniyor ve hikâye üç kızdan biri olan Larkyra'nın ilk yalnız başına bir göreve çıkmasının hikâyesi anlatılıyor.
Bilinmeyen yollarla elde edilen uyuşturucu adı altında sihirin, kimler tarafından Lachlan Dükü'ne ulaştırıldığını bulmak ve onun halkını bu gaddar dükten kurtarmak zorunda olan Larkyra, asıl Dük Lord Darius'un da bu tarz bir planı olmasını fark etmesiyle amaçları kesişiyor. Bunun yanında aralarındaki çekiminde kendini göstermesiyle her şey iyice karmaşıklaşıyor.
Kitaptaki en bayıldığım şey üç kardeşin her birinin karakteri ve birbirlerine karşı yakınlıkları... çok iyidi! Darius ile Larkyra'nın zamanla gelişen yakınlıkları yeterince tatmin edici gelmese de iyi diyebilirim.
Okuyup okumamak size kalmış.