Eser edebiyatımızın ilk psikolojik roman denemesi sayılır. Eserin girişinde boğaz, mehtap seyri betimlemeleri göze çarpar. Eser, yazarın olayları daha gerçekçi anlatmak için tulumbacılar kahvesinde bulunması açısından realizm, 'zavallı' gibi sıfatlarla yazıya dahil olması bakımından romantizm etkisindendir. Romanda olaylara kahramanların ruhi bunalımları, içlerini bir fare gibi kemiren kuruntu ve vesveseleri hakimdir. Eserde yalıçapkını Suphi' nin ilk eşi Zehra, hayatına annesi tarafından dahil edilen Sırrıcemal ile Zehra'nın intikam, hırs, kıskançlık ile anlaşma yaptığı Ürani ile yaşadığı aşk, duygu bunalımları anlatılır. Zehra ömrünce ruhi buhranlar yaşamış, vesvese ve kuruntularının esiri olmuş, hayatı istedği şekilde şekillenmeyince de psikolojik çöküntüleri onun bu dünyaya gözlerini sonsuza değin kapatmasının nedeni olmuş.