Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.15
Alper Bilgili.. İlk kez tv'de "bilim ve din çatışır mı" sorularını cevaplandırırken tanımıştım. Konuyla ilgili yetkinliği, anlaşılır dili, sade ve akıcı üslubu ve tabii kimsenin konuşmaya cesaret edemediği, yeterli bilgisinin olmadığı konularda aydınlatıcı ve haklı eleştirileri direkt cezbetmişti. Kitapları da beklentimi tam anlamıyla karşıladı, "Bilim Ne Değildir?"i okuduğumda da aynı hisleri yaşamıştım. Bu kitabında, tarihte bilim ve din karşı karşıyaymış gibi gösterilen, bu nedenle de dinin hayattan çıkarılma çabalarına neden olarak sunulan olayların aslında büyük bir çarpıtma olduğunu delilleriyle açıklıyor. "Hiç ilgimi çekmeyen konular bunlar" diyerek kendinizi bu harika kitaptan mahrum bırakmayın.
187 syf.
10/10 puan verdi
DARWİN DERSAADET'TE :)
Alper Bilgili'nin bilim tarihi yazılarının derlendiği "Darwin ve Osmanlılar" kitabında bilimsel bir teorinin sosyal ve politik çıkarlar etrafında etrafında nasıl istismar edildiğini, Darwinizm'in muhafazakar ve seküler çevrelerce nasıl yorumlanıp kullanıldığını, Darwin'in Türkler hakkındaki görüşlerinin abartılıp,Türklerden nefret etmekle ve Batılıları Türklere karşı tahrik etmekle suçlandığını, İslam düşüncesinin Evrim kuramına yaklaşımını siyasal, sosyal ve politik çıkarların nasıl şekillendirdiğini, Galileo ve din bilim çatışmasındaki yerini, son olarak şair Nazım Hikmet'in şiirlerinde bilime, bilim insanlarına ve teknolojiye nasıl yer verdiği anlatılmaktadır.
Bu kitap bir Biyoloji teorisinin Biyoloji dışı alanlarda nasıl kullanıldığının/istismar edildiğinin gösterildiği nadir bir kitaptır.
Türkiye'de bilim karşıtı dincilerle, dinle bilimi sürekli çatıştırmaya çalışan sözde modernistleri böyle davranmaya iten bu durum hangi olaylara, ne gerekçelere dayanıyor, Bu gerekçeler toplumu nasıl şekillendiriyor merak ediyorsanız bu kitabı okumanızı tavsiye ediyorum.
İyi okumalar :))
Operibus credite, et non verbis
Cervantes'in Don Quijote eseri üzerinde, edebiyat dünyası, onun modern romanın ilk örneği olduğu noktasinda hemfikirdir. Cervantes'ten önce varolan romanların çoğunlukla şövalyeler üzerine kahramanlık hikayeleri olduğunu görüyoruz. Bunlar, birbirinin aynısı diyebileceğimiz; kahramanın iç dünyasına dair fazla bir şeyin geçmemesi, daha çok olaylar
Biyoçeşitlilik tür, genetik ve ekosistem çeşitliliği olarak bir bütün. Çok farkında olmasak da yaşamımızın bir parçası. Temel ihtiyacımız olan gıdaların sağlıklı olması, içme sularının temiz olması biyoçeşitliliğe bağlı. Ekosistemlerde tüm canlıların dengeli biçimde yaşaması bozulmamış,
kirlenmemiş yaşam alanlarıyla mümkün. Biyoçeşitliliğin
İnsanın tarihine derin bir sorgu...
Kitabı okuma grubumla tartışacağımız ve ünlü Bill Gates 'in tavsiye ettiklerinden olduğu için okudum. Eser insan soyunun tarihi hakkında tespit ve yorumlar içermekte.
100bin yıl önce en az farklı 6 insan türü varken içlerinden sadece #homosapiens (Zeki insan)'ın bilinçlenip evrimleşerek diğerlerine fark atarak ayrıldığını, muhtemelen diğerlerini yok ettiğini, Bilişsel devrim-Tarım devrimi-Birleşme- Bilimsel devrimler geçirerek şempanze türü hayvandan (Darwin'in evrim teorisi) gelerek diğer tüm canlıları yok edip bazen dize getirerek ve nihayetinde ekosistemle oynayarak adeta bir Tanrı haline gelmesini sebepleri olası sonuçlarıyla ele alıyor. Ve herkesin sorduğu ve tarihçilerin unuttuğu soruları soruyor: İnsanların miadı doldu mu? Geleceğin dini bilim mi? Para neden herkesin güvendiği tek şey? Neden çoğu toplum erkek egemen?...
Kitabın sırrı, verdiği çarpıcı örnekler ile basıldığı her ülkeye göre düzenlenmiş bazı cümlelerden ileri geliyor. 70bin yıllık bilinçlenmeyle başlayan Sapiens devrinde bazı şeyler atlanmış: Osmanlılar, Göbeklitepe kazıları İslam'a hizmet eden bir iki ülke (İran ve Mısır) ile birlikte oldukça az değinilmiş (Önceden okuduğum #büyükgüçlerinyükselişveçöküşleri kitabında 600 sayfada 25 sayfa). Yoksa coğrafi keşifler ile başlayan Batı dirilişinin ve Sanayi devrimiyle perçinlenen düşünce biçiminin insanlığı nerelere taşıdığı ve daha nerelere götüreceği hakkındaki anlatımına, sorduğu sorulara hayran kaldım. Bir de pekçok imparatorluk ve medeniyet saymasına rağmen eski Yunan ile Rönesans olgusuna fazla değinilmemiş gibi geldi bana!
-“İstanbul’daki imparatorluk elçisi Busbeck, Avrupa’yı her an gerçekleştirebilecek bir Türk fethinden kurtaran tek şeyin İran tehlikesi olduğunu söyleyecek kadar ileri gitmiştir.” diyen Bernard Lewis, aslında bize Osmanlı tarihinde de öğretilen şeylerin yine onların elinden hazırlanmış bir düzenek olarak karşımıza geldiğini söylüyor.
-Yani
