Sovyetlerin egemenliği altında bulunan Kırgızistanın bir köyünde geçiyor kitap. Cidden bu kitabı nasıl açıklayabilirim bilmiyorum ama yazdığım başlık durumu özetliyor diyebilirim. Kitabı herkese önermem çünkü bu kitabı hazmedebilicek bir bünyeye sahip olmanız lazım. Ben şahsen duygusuz biri olarakta, okurken zorlandım diyebilirim.
Cengiz Aytmatov'un üslubunu da çok beğendim. Cidden yetenekli bir yazar olduğunu hissettiriyor. 136 sayfa kitap ama sanki 1000 sayfa okumuşsunuz gibiydi çünkü yazarın akıcı bir tarzı var. Eveleyip gevelemeden, boşa betimleme kullanmadan, sade bir hikaye deneyimi. Her ne kadar hikaye de olsa o dönemin insanlarının kitaptaki kadar acı verici olmasada, buna benzer acıları, kayıpları yaşadığını biliyoruz. Savaşın yıkıcı etkisini çok derin ve hüzünlü şekilde gösterdi bu kitap bize.
Toprak Ana'nın sözleride resmen Kişisel Gelişim maiyetinde diyebilirim. Beni etkieyen birini de paylaştım halihazırda. Kendinize güveniyorsanız kesinlikle okuyun bu kitabı. Savaşın kazanan tarafındaki kaybedenlerin hikayesine sizde tanık olun.