Akış
Ara
Keşfet
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Alışveriş
Keşfet
Kitaplar
Yazarlar
Okurlar
Kitap Türleri
Dergiler
Çevirmenler
İncelemeler
Alıntılar
İletiler
1000Kitap Android UygulamasıÜCRETSİZ – Google Play'den indirin
1000Kitap iOS UygulamasıÜCRETSİZ – App Store'dan alın
ŞartlarGizlilikTopluluk KurallarıHakkımızdaReklam VerinİletişimKütüphanecilerDizinlerÇerez Politikası
©2024 · 1000Kitap Web Uygulaması · 2.38.13
Ben okurken çok sıkıldım. Hem yazarın anlatım tarzından hem konunun ne olduğunun belli olmamasından kitabı yarım bıraktım. Oksijen gazetesinde görüp almıştım halbuki
Ezberleri bozan harika bir eserle karşı karşı olduğumu daha ilk satırlardan anlamıştım, aynı zamanda neden birdenbire bu denli ünlü olduğunu da idrak ediverdim. Toplumsal Cinsiyet kavramıyla oldukça ilgilenen bir sosyolog olarak belirtmeliyim ki bu kitap toplum içinde bizi rahatsız eden cinsiyetle ilgili ayrımcılığı fantastik ve mitolojik öykülerle süsleyerek çaktırmadan okura sezdiriyor ve bu konuda farkındalık yaratıyor. Eseri çok çok beğendim, yazarın diğer eserlerini de okumak artık elzem oldu bana.
Simgesellik
Anlatım dili en başında akıcı olarak başlıyor. Ama o kadar simgeselki bir noktadan sonra kopukluk yaşıyorsunuz. Bunda kitabın doğrusal ilerlememesinin payı büyük. Arada yazarın kendi fikirlerini dikte etmek için eklediği parçalar son derece sıkıcı. Ortaya attığı bazı tartışmaları kendi adıma bayatlamış buldum.
İçinde her şey var ve aynı anda hiçbir şey yok
Bazen ne okuduğumu sorgulattı, ama çoğu zaman cümlelerde kendimden bir şeyler bulabildim. Var olan tüm değerlerle alttan alttan dalga geçti, ki bu bir kitapta benim en sevdiğim olaylardan biridir, ataerkiyi yerden yere vurdu aynı zamanda. Anladığım iki şey varsa anlamadığım sekiz şey var bu kitapta, yine de çok sevdim
Merhabalar,
Değişik bir kitap okudum bugün. Zaman ve mekan algılarıyla oynayan cinsten. Ne okuduğunuzu anlamakta zorlanacağınız ama anlamasanız da iyi bir kitap olduğunu bileceğiniz türden.
Ben bu kitabı 2.kez okuyorum. Kütüphanemi kurcalarken denk geldim ve baktım ki okuduğum halde ne okuduğumu bilmiyorum. Demek ki bir daha okunmalı bu kitap.
Kitabı ikinci kez okurken biraz incelemelere baktım. Benden daha bilinçli okuyucuların yorumlarını gördükten sonra biraz daha kolaylaştı okuduğumu anlamak.
Dağınık anlatımı biraz dağınıktı. Kitabın arkasında 12 prensesin hikayesini anlatıyor diyor ancak bu sadece bir hikaye. Kitap birbirinden bağımsız üçten fazla hikaye içeriyor. Hangi zamanda ve hangi anlatıcıda olduğunu anlamanız için ananas ve muz sembollerine iyi dikkat etmek gerekiyor. Bunlar bazen ikiye bölünmüş olarak da karşımıza çıkabiliyorlar. O zaman anlıyoruz ki şimdiki zamana geçmiş ve bambaşka bir anlatıcı da.
Okuyacaklara tavsiyem ilk 80 100 sayfasını bir ya da iki gün içinde okumalarıdır. Zaman, gerçeklik, hikaye anlatıcısı bildiğiniz tüm kavramları eğip büktüğü için yazar ne okuduğunuzu idrak etmeniz için uzun bir okuma yapmanız gerekiyor önce.
Klişelerden uzaklaşmış, gerçeklik algılarıyla bu kadar güzel oynayan bir kadın yazar okumak da ayrıca keyifliydi. Yavaş yavaş fark ediyorum ki yazarın cinsiyetinin ortaya çıkan metin de çok büyük etkileri var. Çok şükür kadınların "evin hanımı" olmaktan daha fazlasını yapabildiği bir dönemde yaşıyoruz da böyle başarılı kadınların eserlerine tanık olabiliyoruz.
·
Puan vermedi
17. yy İngilteresinde geçen kitap aslında gerçeklik ile fantastik bir dünyanın iç içe geçmesiyle oluşuyor. Mekanlar ve zaman ve hatta zamansızlık bu kitabı oldukça ilginç kılıyor. Son zamanlarda okuduğum en ilgi çekici kitap diyebilirim. Sosyal medyada sürekli görüyordum ama satın almamıştım. Sahafta denk gelince almak istedim. İyiki almışım ve hatta neden bu zamana kadar okumamışım diye üzüldüm.
Toplumun güzellik algısına uymayan, maceracı, iri yarı, kaba ama bir o kadarda sevecen köpekli kadın Times nehrinde bir çocuk bulur ve adını Jordan koyar. Kitabın iki anlatıcısı Jordan ve köpekli kadındır. Winterson, Vişnenin Cinsiyetinde toplumsal cinsiyet rollerini büyük bir ustalıkla eleştiriyor. Jordan'ın getirdiği muz ve ananas fidelerinin aşılanmasıyla oluşan vişne betimlemesi aslında sağlam bir toplumsal cinsiyet göndermesidir. Muz erkeği ananas ise kadını ifade ederken "vişnenin cinsiyeti" nedir? Kitapta en çok beğendiğim öykü ise 12 prensesin olduğu öyküydü.
Herkese şiddetle tavsiyedir.