520 syf.
·
Not rated
"Hayatımın en mutlu anıymış, bilmiyordum" Kitabın giriş cümlesi, hikâyenin sizi direk içine çeken sıcaklığı, kelimelerin usta bir müziğin notaları gibi akıp gitmesi.. böylece dan diye kendimi kişilerin ve olayların arasında gezinirken buldum. O dönemki sosyete hayatının insanların gözünde nasıl yaşandığının gerçekçi bir şekilde
Masumiyet Müzesi
Masumiyet MüzesiOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 202241.6k okunma
288 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 9 days
#Okudum #KitapYorum #KelebeğinDöngüsü #AslıhanGüven #EdebiyatistYayınları #Roman #286sayfa Merhaba arkadaşlar, Bugün sizlere Edebiyatist Yayınlarından çıkan, doktor ve yazar Aslıhan Güven'e ait "KELEBEĞİN DÖNGÜSÜ" isimli romanla geldim. Daha önce "CEVDETGİLLER" i okumuş, incelemesini yapmıştım. O da çok çok güzeldi.
Kelebeğin Döngüsü
Kelebeğin DöngüsüAslıhan Güven · Edebiyatist Yayınevi · 201919 okunma
Reklam
189 syf.
4/10 puan verdi
·
Read in 14 days
Karşıt okumalarıma bir inceleme ile başladım bu yıla...
Yazardan başlayalım. Günümüzde, kendisinin adını sıkça kullandığı halde, onu pek de okumuş olduğunu sanmadığım bir kitle var. Fikirlerinin tam olarak neye işaret ettiğini kavrayamamış, yüzeysel çıkarımlarla, anakronik yaklaşımlarla bu yazarı bayraklaştıran bu kitle; sorduğumda
Hüseyin Nihal Atsız
Hüseyin Nihal Atsız
'ı bana açıklayamıyordu. Ben, kendisi hakkında belgeseller
Türk Tarihinde Meseleler
Türk Tarihinde MeselelerHüseyin Nihal Atsız · Ötüken Neşriyat · 20181,842 okunma
488 syf.
7/10 puan verdi
·
Liked
·
Read in 10 days
Şiir akımının deli ve dahi bana inceleme yazdıran kadını
Her Kitap bitimi sonrası oluşan bir his vardır ya hani, hüzün, burukluk, şaşkınlık, kızgınlık,vs ben de oluşan ise şu oldu ; alışılmışın dışında bir şaire tanıdığım ve böyle bir kalemi okuduğum için kendimi şanslı hissettim.Burda alıntı paylaşmayacağım çünkü yeterince paylaştığımı düşünüyorum.:) Lale Müldür (Aydın, 1956) Robert Kolej'den
Anemon
AnemonLale Müldür · Yapı Kredi Yayınları · 2020263 okunma
_Fizyonomi: Yüz Okuma Sanatı
_Schopenhauer: Fizyonomi bilimi, yüzden kişiliği okuma sanatıdır. Bir insanın çehresinin şekli şemali, ikiyüzlülüğün hakim olamadığı yegâne sahadır. Her insanının çehresi bir haritadır. Bir insanın çehresi, dilinden daha ilginç şeyler ele verir çünkü onun yüzü, söyleyip söyleyebileceği her şeyin özetidir. Dil bir insanın sadece düşüncelerini ele
80'lerin kültürel iklimini belirleyen yalnızca kitle kültürü değildi. Daha çok "taşra" olarak adlandırılabilecek bir yaşantının, bugüne kadar modern kültürel kimlikler içinde ancak bastırılarak varolabilmiş, kendini onlara tabi kılmış yaşantıların geri dönüşüydü. Bunun birçok düzeyinden söz edilebilir: Örneğin, edebiyatın ana akımının dışından gelen, kendisini bir yazar olarak değil de bastırılmış bir yaşantının sözcüsü olarak görmeyi tercih eden Latife Tekin'in ya da Metin Kaçan'ın popülerliğini yalnızca edebiyat içi bir yenilikle açıklamak mümkün mü? Ya da 80'lerde, gene edebiyatın ana akımı dışında bir "hapishane edebiyatı"nın ortaya çıkmasında, ne edebiyatın ne de siyasi dilin içeremediği bir mahrumiyetin kendi adına konuşma isteğini görmemek mümkün mü? 80'lerde basının azınlıklara -Çerkeslere, Çingenelere, Alevilere- gösterdiği ilgi yalnızca basının yeni, keşfedilmemiş alanlar arayışına bağlanabilir mi? Ya da İbrahim Tatlıses'in sesi, örneğin Orhan Gencebay’da olmayan neyi içeriyordu ki, kendisini 80'lerin sesi kılabildi?
Sayfa 103 - Metis Yayıncılık
Reklam
291 syf.
10/10 puan verdi
·
Read in 3 days
Şükran Yiğit'ten okuduğum ikinci kitap ve asla sonuncu olmayacak zira bunu da çok sevdim. Antalya'yı bilenler Şarampol'e aşinadır. Şehrin ghettosu diyebileceğimiz bir mahalle. 80'lerde Şarampol'de yaşayan genç bir kız Filiz'i anlatıyor kitap. Antalya'da başlayan bu macera dünyanın bambaşka yerlerine kadar gidiyor. İyi ki gidiyor. Spoiler olmasın diye neresi olduğunu söylemeyeceğim fakat o kadar çok sevdiğim bir şehir ki bir yazar böyle bir kitap için daha ne kadar güzel mekanlar seçebilirdi bilmiyorum. Okurken baş karakterle beraber yaşadığınız o çok değerli kitaplardan biriydi. Bu kadar özel bir zamanı anlatıp bu kadar evrensel noktalara değinebilmek bir yazarın ustalığını gösterir benim gözümde. Hepimizin yaşadığı gençlik heyecanlarından tutun da yine Türkiye'de yaşayanlar olarak hepimizin yaşadığı hayal kırıklıklarına kadar her şeyi bulabileceğiniz bir kitap. Şükran Yiğit iyi ki var... İyi ki yazmış. Herkese çokça tavsiye ettiğim bir kitap.
Burası Radyo Şarampol
Burası Radyo ŞarampolŞükran Yiğit · İletişim Yayınları · 2020774 okunma
288 syf.
·
Not rated
Sessiz Ev Yazarın okuduğum ilk kitabı.. 1980'lerde Türkiye'de sağ-sol diye bölücü siyasi çatışmaların yaşandığı bir dönemde yazılmış. Nitekim karakterlerde de bu dönemin siyasi ve ideolojik yansımalarını apaçık görmek mümkündü. Kısaca karakterlere değinirsek eğer: ➞Nilgün; yeniliklere açık, cumhuriyetçi, devrim yanlısı.. ➞Hasan; platonik aşık, komünist karşıtı, faşist, sağcı ➞Metin; zengin olma hayalleri kuran, kapitalist özentisi ➞Ceylan; zengin bir aile kızı, kapitalist.. ➞Faruk; üniversitede tarihçi, yeniliklere ayak uyduramayan, Osmanlı ideolojisine sahip bir kişi. ➞Selma; Faruk'u terk eden karısı. Ve vee ➞ Babanneleri Fatma, geleneksel yeniliğe kapalı biri. ➞Eşi Doktor Seladdin ise tam tersi yeniliğe açık, Cumhuriyetçi, Doğu ile Batı arasındaki kültür farkını ansiklopedi yazarak kapatabileceğini düşünen biri.. Olaylar bu karakterler arasında geçiyor . Karakterleri yazar kahraman anlatıcı bakış açısıyla ele almış ve ben dilini kullanmış. Bir de.. Kitapta bazı yerlerde sanki  kominizm yerilirken, Amerikan kültürü kapitalizm bir takım motiflerle yükseltiliyor gibi geldi bana.. Nasıl söylesem? Sık sık Amerikan markası Coca Cola'ya ve Elvis Presley'e atıf yapılması bunun bariz göstergesiydi sanırım. Nihayetinde.. 80'li yılların ideolojik yansımalarını gençlerin gözünden görmek isterseniz kitap tamda size göre diyebilirim. Keyifli okumalar diliyorum. ๑ ◕‿◕ ๑
Gizemli okur
Gizemli okur
Sessiz Ev
Sessiz EvOrhan Pamuk · Yapı Kredi Yayınları · 20186.8k okunma
82 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.