87 syf.
·
Not rated
Eşeğini kaybeden Yürekdede, pazardan küçük bir deve satın alır. Her yıl çıktıkları yaylaya gitmek üzere, hanımı Ayşe Nine ile yola çıkarlar. Az giderler, uz giderler, dere tepe düz giderler. Konakları yerde, atlılar çıkar karşılarına. Onları doyurmak için “bir güzel söz, bir sevgiye” aldığı deveciğini keser Yürekdede, Padişahın, atlıların arasında olduğunu fark edemezler. Saraya davet edilirler. Sonra ne oldu, dersiniz? “Yürekdede ile Padişah” kitabı bu mutlu sona adım adım yaklaştıracak sizi. Cahit ZARİFOĞLU, 1940’ta Ankara’da doğdu. İstanbul Üniversitesi Alman Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde öğrenimini tamamladı. Değişik kurum ve kuruluşlarda çalıştı. TRT’de görev aldı. En son İstanbul radyosunda “denetçi” olarak görev yapıyordu. Evli ve dört çocuk babası olan Cahit ZARİFOĞLU, 7 Haziran 1987’de vefat etti. Cahit ZARİFOĞLU, şiirleriyle edebiyat dünyamızda kendinden söz ettirdi. Çağdaş şiirimizin öncüleri arasında yer aldı. Hikâye, günlük, roman ve deneme yazarlığı yanında, 1980’li yılların başında, çocuklar için de yazmaya yöneldi. Her yaştan insana yönelik çocuk kitapları, geniş yankılar uyandırdı. Bu yönüyle çocuk edebiyatımızın klasik kitapları arasında, onun eserlerinin önemli bir yeri bulunmaktadır. Çocuk kitaplarının kahramanları, çoğunlukla hayvanlardır. Hepsi de insan gibi düşünür. Biz onları okudukça serçenin, ağaçkakanın, aslanın, tilkinin, kırlangıcın insan gibi konuştuğunu kolayca anlayabiliriz. Bu yazarlık biçimi, Cahit ZARİFOĞLU’nun çocuk edebiyatımıza açtığı bir penceredir…
Yürekdede İle Padişah
Yürekdede İle PadişahCahit Zarifoğlu · Beyan Yayınları · 20152,197 okunma
Bugünün çağdaş dünyasında bilinçsiz bir kurtuluş yoktur. Bilinçsizce sınıf atlamak, insana hiçbir çözüm getirmez. İnsan, hep toplumsal yaşamı, hem iş hayatı, hem kendi iç dünyası hem özyaşamı için bilinçlenmek zorundadır. Hiçbir toplumsal sınıfın insanı, bilinçsiz ve kendi sınıfından soyutlanarak (yani ayrılarak), sınıf atlamaya çabalayıp bir çözüme ulaşamaz. Para ve maddeye bağlanıp dünyada "kendi paçasını kurtarmak" terimi, artık çağdaş dünya insanı için geçerli değildir. Ve özellikle o insan, Türkiye gibi bir ülkenin insanı ise. Bireysel kurtuluş diye bir yaşam biçimi yoktur. İnsan, her zaman topumsal bir yaratık olduğunu kavrayıp kendi sınıfının bilinçlenmesi ve daha insancıl koşullara kavuşması için çaba gösterdikçe mutlu olabilecek, yaşamını değerlendirecektir. Yaşam, şöyle bir yaşanıp geçmek için varolmak değildir. Aksine insanları, en insancıl yaşamlara ulaştırmanın mücadelesinin verildiği bir olgudur. Bilinçsiz bir yaşam, insan yaşamı değildir.
Sayfa 44 - Yapı Kredi Yayınları • Şubat 2015 /44ü '45'e bağlayan sayfalardan alıntı
Reklam
Marşlar, emirnameler, tüzükler, kanun maddeleri, yemin metinleri, ant içme törenlerinde kullanılanlar hasılı özü bakımından kapalı bütün metinler travmatik özellikler taşırlar ve insan özgürlüğüne müdahale ederler. Kapalı metin, ruhu itibarıyla onu yazanın açık ve saklı amacına bağlı olarak kitleyi kontrol altına alma, yönlendirme, şekillendirme, harekete geçirme amacını da güder, Özgür toplumlar, çağdaş dünyada demokratik toplum diyoruz onlara bu tür travmatik propagandalardan kurtularak bireysel özgürlüğün özünü açarlar ve bireysel özgürlük kendiliğinden toplumsal şuura kavuşur. Bu şuuru örüp yaşatacak sivil toplum kuruluşları, partiler dahil, özgürce ve kendi aralarında rekabet ederek toplumu insan adına ayakta tutarlar. Oysa kapalı metinlerin ana hedefi birey değil devlettir ve devletin elinde toplum şekilsiz yapıya karşı gücü elinde tutanın amacına göre şekillenip değişir
134 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Çok fazla keder çekebilen bizlerin, bu kadar çok acı verebilmesi tuhaf.
Erkeklerin kadınlara bıkıp usanmadan sorduğu bir soru vardır: "Bizler kadar iyi düşünme yeteneğiniz varsa, siz neden Shakespeare gibi bir deha çıkaramadınız??" İşte bu saçma sapan seksist soruya en esaslı cevabı Virginia Woolf verir: "Yazmak yetenek olduğu kadar eğitim meselesidir ve Eğer bir kadın kurgu şeyler yazmak istiyorsa
Kendine Ait Bir Oda
Kendine Ait Bir OdaVirginia Woolf · Şule Yayınları · 201838.5k okunma
95 syf.
·
Not rated
Roman, eğer insan sanatını bir meslek haline getirip onu bir sosyal ilerleme aracı olarak görüyorsa, sanatından ne kadar ödün verdiği sorusu etrafında dönüyor. Kitap, özellikle son derece hassas okuyucuları etkileyecektir. Hikâyenin ana karakterleri tamamen birbirine zıttır; hassas olduğu kadar içine kapanık ve müziği ülküsü olan Monsieur Sainte-Colombe ile bencil ve kariyer yapmak pahasına her şeyi göze alan Marin Marais. Sainte-Colombe, çok sevdiği eşinin ölümünden yıllar sonra hâlâ kaybın acısını atlatmaya çalışıyor. Annesiz ve müzikle iç içe büyüyen kızları Madeleine ve Toinett duygularını sadece besteleri ile dile getiren babalarının asabiyetinden rahatsızlık duyuyorlar. Beste yaptığı bahçesindeki küçük sığınağında gerçek ile rüya arasındaki çizgi bulanıklaşır çünkü ölen eşini görür. İlk bakışta absürt gibi görünen ve Sainte-Colombe'un sanrı ya da mucize fark etmeksizin mutlu eden sahneler, Quignard tarafından son derece hassas ve dokunaklı bir şekilde tasvir ediliyor. Genç ve hırslı Marin, onu bir öğretmen olarak kazanmayı başardığında tartışmalar kaçınılmazdır. Marin, kraliyet sarayında sahne alma fırsatını yakalayınca aralarındaki gerilim artar. Ancak Sainte-Colombe ile çatışması, hassas Madeleine ile bir ilişki kurmasını engellemez. Marin'in bencilliği ve empati eksikliği bir trajediye neden olur. #pascalquignard ünlü çağdaş Fransız yazarlarından biridir. Roman, deneme ve öykülerinden oluşan çalışmaları için çok sayıda ödül almıştır. Quignard, yaşanan trajediye rağmen okura uzlaştırıcı olduğu kadar melankolik bir son sunuyor. Severek okuduğum bir kitaptı.
Dünyanın Bütün Sabahları
Dünyanın Bütün SabahlarıPascal Quignard · Sel Yayıncılık · 2015781 okunma
87 syf.
·
Not rated
GEZEGENLE SOHBET Yazar: Tevfik El-hakim Kitabın adı: Gezegenle sohbet Çevirmen: Kenan Demirayak Yayınevi: Birey Yayınları Kitabın Kapak Türü: Karton kapak
Gezegenle Sohbet
Gezegenle SohbetTevfik El-Hakim · Birey Yayınları · 20046 okunma
Reklam
44 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.