Adımı birdenbire okusun çağlayanlar Âh çekince,o yeri yakacak ağlayanlar
İçindeki öfke nasıl kaybolur? O çağlayanlar nasıl dindirilir? Masayı devirebilecek güçte iken o masayı devirmeden nasıl gidilir?
Reklam
Süper betimleme
...al ipek üstüne billurlar mı, dökülen çağlayanlar üstüne altın mı, oyma üstüne firuze mi, mercanlar üstüne kristaller mi dersiniz...
Sayfa 39 - Olgunlaşmamış Bektaşiüzümleri adlı öyküsünde
“Hayatımızda, çok yakın olup da hiçbir şeyin aramıza giremeyeceği bir zaman oldu, bizi sadece küçük bir köprü birbirimizden ayırıyordu. Sen tam üzerine basmak üzereyken sana sordum: ‘ köprüyü aşarak yanıma mı gelmek istiyorsun?’ - Sense daha fazla gelmek istemedin; sana tekrar aynı şeyi sorduğumda sessiz kaldın. O zamandan beri aramıza bizi birbirimizden uzaklaştıran, birbirimize yabancılaştıran dağlar, çağlayanlar ve daha neler girdi; artık bir araya gelmek istesek de gelemeyiz. Şimdi o küçük köprüyü düşündüğünde söyleyecek söz bulamıyor, hayretler içinde kalıyor, hıçkırıklara boğuluyorsun.’
Geceleri yaşamla ölüm oyunları oynamaya devam ediyorum Kanım damarlarımda hayalimdeki çağlayanlar gibi akmakta Güzel kızların ağlayarak ilahiler okuduğu gecede Yanmakta olan bir Hintli cesedi gibiyim
141 syf.
4/10 puan verdi
Normalde tarihî kitaplari okumaktan pek zevk almam. Ama guzel bir sekilde anlatildiysa da okumakatan geri kalmam. Ben bu kitabi 23.11.2012 yilinda bitirdim ve bence bu kitap herkesin okumasi gereken, okudukca sorgulamasi gereken edebiyatimizin muhtesem eserlerinden biri. Bence toplum olarak bilinclenmeye ancak boyle varabiliriz. Kitaptaki 20 kisa hikâye bize oyle guzel seyler anlatiyor ve oyle bilgiler veriyor ki bunlari okuyup,bilgileri sindirip sonra da ortak bir bilinc olusturmamiz gerek. Herkese tavsiye ederim.
Çağlayanlar
ÇağlayanlarAhmet Hikmet Müftüoğlu · Ötüken Neşriyat · 20171,909 okunma
Reklam
Sen yine de gizli ellerinle dermene bak Yüzümdeki son karanlık tarlayı Ben ışıklar Ben çağlayanlar sereyim çıplak ayaklarına.. Yamaçlarımı dönerken altın tasında güneş Bu sabah bahardan beter bir şey var yüreğimi karıştıran..
Sayfa 103Kitabı okudu
"Hayatımızda, çok yakın olup da hiçbir şeyin aramıza giremeyeceği bir zaman oldu, bizi sadece küçük bir köprü birbirimizden ayırıyordu. Sen tam üzerine basmak üzereyken sana sordum: 'Köprüyü aşarak yanıma mı gelmek istiyorsun?' - Sense daha fazla gelmek istemedin; sana tekrar aynı şeyi sorduğumda ise sessiz kaldın. O zamandan beri aramıza bizi birbirimizden uzaklaştıran, birbirimize yabancılaştıran dağlar, çağlayanlar ve daha neler girdi; artık bir araya gelmek istesek de gelemeyiz. Şimdi o küçük köprüyü düşündüğünde söyleyecek söz bulamıyor, hayretler içinde kalıyor, hıçkırıklara boğuluyorsun."
Sayfa 124Kitabı okudu
Acımasız bir sonbahar havasıydı.İnsanın yüzüne iğne gibi batan,sırılsıklam eden bir sağanak biteviye yağıyor,boz renkli ağaçların kurumuş son titrek yapraklarını beraberinde sürüklüyor,yağmur oluklarını dövüp hülyalı göğü milyonlarca gri saçağa parçalıyordu.Rüzgar yağmuru,kimi zaman bir bez parçası gibi önüne katıyor,onu çağlayanlar misali duvardan duvara çarpıyor,ellerindeki şemsiyeleri tersyüz ediyordu.
Sayfa 7
Ey Türk ili! Viranhanelerinin enkazıyla mamureler süslenir. Sen nasıl bir ocaksın ki, soğumuş küllerinde ateşler gizlidir. Baykuşlarından bülbül sedası gelir... Ey Türk kadını! Irkında ne icazkâr bir feyz vardır ki, hem mevte asker yetiştirir, hem ebediyete hüner eriştirirsin!
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.