Demokraside meclisler ahır gibidir, içerdekiler tepişir; ama tekmeyi hep dışardakiler yer.
LÜTFEN OKUYUN!
SONUNA KADAR OKUYUN! İbn-i Abbas (r.a.) Hazretleri'nden naklen Muaz b. Cebel rivayet ediyor: - Bir gün Resulullah (s.a.v.) ile beraberdik. Ensardan birinin evinde toplanmıştık... Tam bir cemaat olmuştuk. Sohbete dalmıştık. Bu arada, dışarıdan bir ses geldi; - Ev sahibi... İçerdekiler.. Eve girmem için bana izin verir misiniz? Benim sizden bir
Reklam
alnı olsa da öpsem şu dörtlüğü
bir ülke düşün/düşün ki İçerdekiler dışardakilerden namuslu bir ülke düşün düşün ki al başına belayı
İhsan Topçu
İhsan Topçu
bir ülke düşün/düşün ki İçerdekiler dışardakilerden namuslu bir ülke düşün düşün ki al başına belayı
Demokraside meclisler ahır gibidir, içerdekiler tepişir; ama tekmeyi hep dışarıdakiler yer.
Entelektüeller içerdekiler ve yabancılar diye ikiye ayrılabilirler: Bir yanda toplumun mevcut hâline tamamen ait olanlar, onun içinde yoğun bir aykırılık ya da uyumsuzluk duygusu hissetmeksizin barınanlar ki bunlara evet diyiciler diyebiliriz; öte yanda hayır diyenler, toplumlarıyla yıldızı barışmayan, bu yüzden de imtiyaz, güç ve şan şöhret edinmeme anlamında yabancı ve sürgün olan bireyler. Yabancı olarak entelektüelin izlediği mecrayı belirleyen kalıbı en iyi anlatan söz sürgünlüktür. Yani asla tamamen uyumlu olmama; kendini her zaman, "yerliler"in işgal ettiği aşina muhabbet dünyasının dışında hissetme; çoğunlukla intibak etmek ve milli çıkarları gözetmek gibi tuzaklardan uzak durma eğiliminde olma, hatta bu tür tuzaklardan hiç hazzetmeme durumu.
Sayfa 64 - Ayrıntı YayınlarıKitabı okudu
Reklam
615 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.