"Ve Rabbi'nin nimetini şükranla an" (ed-Duhâ, 93/11). Bu derviş bir gün dostlarının (zikir ve tefekkür) halkasında oturmuştu. Kendi perişan hâlini düşünüyordu ve bu düşünce ona galip gelmişti. Öyle ki kendisini bu irşâd işine lâyık görmüyordu. Bu esnada "Kim Allah için tevazu gösterirse Allah onu yükseltir" hadis-i şerifinin hükmünce (hakîkatten) uzak kalmış bu kulu zillet toprağından kaldırdılar ve onun gönlüne şöyle nida ettiler: "Seni ve kıyamet gününe kadar doğrudan ya da dolaylı olarak seninle bana tevessül eden kişileri (bana yaklaşmak için seni vesile ve aracı yapanları) bağışladım." Bu sözü o kadar çok tekrarladılar ki, sonunda şüpheye mahal kalmadı.