Dînî, Siyasi ve Felsefi Arka Planıyla Hayy bin Yakzân
Dînî, Siyasi ve Felsefi Arka Planıyla Hayy bin Yakzân
Dînî, Siyasi ve Felsefi Arka Planıyla Hayy bin Yakzân
içindekiler ve önsöz
Babanzade Reşid
Babanzade Reşid
İbn Tufeyl
İbn Tufeyl
GİRİŞ Batı Felsefesi Tarihi adlı eserinin girişinde felsefenin teoloji ve bilim ile olan ilişkisine değinen Bertrand Russell, felsefeyi bu ikisinin arasında konumlandırır. Ona göre felsefe, bir yandan teoloji gibi sağlam bilginin şimdiye kadar kesinleştiremediği konulara yönelik spekülasyonlardan oluşurken, diğer yandan bilim gibi, geleneğin ya da vahyin otoritesi yerine daha çok insan aklına başvurur. Bu sebeple felsefe, teoloji ile bilim arasında ve her iki tarafın saldırısına maruz kalan tarafsız bir bölgedir. Russell'ın çizdiği bu genel çerçeve belki herkes tarafından kabul edilme¬yebilir, ancak herkes, tarih boyunca bu üçünün birbiriyle devamlı olarak bir çekişme halinde olduğunu kabul edecektir. İbn Tufeyl'in Hayy bin Yakzân adlı eseri sözü edilen üç alanın kesiştiği, çatıştığı veya uzlaştığı noktalarda kendine has sentezlerle ortaya çıkan önemli bir klasik eserdir. Bahis konusu eseriyle felsefe, bilim, teoloji/kelam ve hatta tasavvufun düşünce tarihinde yarattığı gerilimde arabulucu bir rol oynayarak uzlaşmacı tavrıyla dikkatleri üzerine çeken İbn Tufeyl, islam düşünce tarihinin önemli kişiliklerinden birisidir. O, Endülüs'ün fikir dünyasına, daha sonra Batı düşüncesi içerisinde önemli bir paya sahip olacak İbn Rüşd (öl. 1198) gibi bir filozofu kazandırmış ve devrinin siyasi ve fikrî gelişmelerinde etkili olmuş bir düşünürdür.
223 syf.
9/10 puan verdi
·
Read in 3 days
Kitap üç bölümden oluşuyor; İslam ve İnsan Mevlana ve Tasavvuf Tüm insanlığı kuşatıcı kucaklayıcı bir üsluba ve anlatıma şahit oluruz bu kitapta.İslam dünya'sının da geri kalmasında en büyük etken düşünmeyi bırakıp, hakikat diye kalıplanmış düşüncelere bağlanmalarıdır diyerek bilim ile düşünmenın ayrılmaz bir bütün olduğunu ifade ediyor. .....Biz, dünyanın bunca hevesleri ve meşguliyetleri içinde ALLAH'I unutuyoruz.
İslam ve İnsan - Mevlana ve Tasavvuf
İslam ve İnsan - Mevlana ve TasavvufNurettin Topçu · Dergah Yayınları · 2017529 okunma
Reklam
Allah sevgisinin hududu olmuyor. Bu sevgi insan ruhuna, başka insanlarla münasebetinde hayırkâr olabilmekten daha fazla kuvvetler bağışlıyor..
Sayfa 205Kitabı okudu
Üç türlü insan vardır: Birinciler hem Allah'ı bulmuşturlar hem de O'na yaranırlar. İkinciler O'nu ararlar, lâkin bulamazlar Üçüncüler ise O'nu ne ararlar ne de bulurlar, öylece ömürlerini geçirirler. Birinciler hem akıllı hem de bahtiyardırlar, sonuncular hem akılsız hem de bedbahttırlar, ortada kalanlar ise akıllı fakat bedbaht insanlardır.
Sayfa 195Kitabı okudu
Aşkın aldı benden beni, bana seni gerek seni.
Şu tabiat, şu kâinat, şu varlık dediğin şeye dikkatle bak! Onda ne görüyorsun? Aklınla değil, bütün varlığınla varlığa yaklaş. Sen, ben, o var mı onda? Hayretle seyrettiğin âlemde ne sihirler bulacaksın!
Sayfa 179Kitabı okudu
Reklam
"Sen yerde olanlara merhamet et ki, gökte olan da sana merhamet etsin. Senden aşağı olana acı ki, senden üstün olan da sana acısın."
Sayfa 166Kitabı okudu
Bir gönül yapmak en büyük hacdır..
Bir kalbi ele al, onu ihyâ et ki hacc-ı ekberdir. Kâbe'yi binlerce defa tavafdansa bir kalbi ihyâ etmek daha iyidir. Zira Kâbe Hazreti Halil'in binasıdır. Arif kalbinde ise Allah tecellî ediyor."
Sayfa 165Kitabı okudu
Akıl bir fenerdir. Güneş aşkı temsil eder. Güneş doğunca fenere lüzum kalır mı?
Sayfa 161Kitabı okudu
İnsan, Allah'a ulaşmaktan başka bir şey olmayan kendi aslî görevinden gâfil olunca, esirdir. Allah'a ulaşmayan insan, kâmil insan değildir..Alemde kemâl halinde insan bulmak da güç şeydir...
Sayfa 155Kitabı okudu
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.