nallamak
1. Hayvanın ayağına nal çakmak:
"Zaman geldi; nal kesti, at nalladı. Kurutmadı sofrasını." - Osman Şahin
2. ► öldürmek.
3. Bir kimseyi, bir şeyi silahla vurmak:
"Nişanına mişanına bakmadan göz kestirimiyle ateşledi, gemiyi boş böğründen nalladı." - Kemal Tahir