Günümüzdeki savaş topla tüfekle olmasada çocuklar, analar, babalar, insanlar anlamasalarda günümüzdeki savaşın somut hali
Toprak Ana.
Kitap;mutlu huzurlu, delikanlı, üç çocuklu, mükemmel bir gelin, ve en önemlisi iyi bir baba, iyi bir eşe sahip olan ve şuan günümüzün ayakta durmasını sağlayan annelere benzetilmiş karakter Tolgonay'ın ailesini ve savaşı anlatıyor.
Gün içersinde hayatımızda karşılaşabilecek soru ya da sorunların cevabını da bir yandan barındırıyor içersinde.
Mesela, Mavi Gözlü Dev boşuna dememiş "Küçük bir mutluluk istiyorum, o kadar küçük olsunki istemesin kimse benden onu." "İnsanın çok büyük bir mutluluğa ihtiyacı yoktur Tolgonay." ( sayfa 13) Öyle tabii elindekilerle yetinse insana her şey yeter aslında.
Aynı zamanda heyecan olmadan, duygulu ilerleyen bir kitap. Zorluklara karşı olabildiğince ayakta durmaya çalışıyor insan. Tabi bununla da bitmiyor ayakta kalmaya çalıştıkça boşa kürek çekmediğini, ya da çektiğini gösteren şey: umut.
"Ah o umut! O hiç sönmeyen ama gerçekleşmeyen korkunç umut! Benim yüreğimde kaygı ve umut karışımı bir heyecanla doldu."(sayfa 79)
Nefes aldıkça devam eden ve bazen olumsuzlukları zincir gibi üstümüze dolanan hayatta olanlardan sorumlu olmayız tıpkı yaşadığı şeylerden kendisinin sorumlu olmadığı kendisini ve annesini buna inandıran Maysalbek'in şu sözleri gibi "Olan bitenden ben sorumlu değilim. Ağlama anacığım ağlama. Hiç kimse ağlamasın." (sayfa 92)
Evet analar ağlamasın o zaman zaten kimse ağlamaz.
Toprak AnaCengiz Aytmatov · Ötüken Neşriyat · 202262.3k okunma
Benim fedakarlık duygum, hayat okulunda yoğrularak pekişti. Bu benim, öğretmenleri olmak istediğim çocukları da ilk ve son dersimdir. Ben gönüllü olarak gidiyorum, insanlara böyle büyük bir armağan sunabildiğim için de gururluyum.
"Ağlama anacığım ağlama. Hiç kimse ağlamasın. Gözyaşı dökmenin zamanı değil artık.
Beni bağışla anacığım. "Elveda.
Elveda dağlarım, elveda Alatav... Ah bilseniz sizi ne kadar çok seviyorum!"
Öğretmen oğlun
Teğmen Maysalbek Suvankulov
Cephe, 9 Mart 1943, Gece yarısı
"Bu benim son mektubum, son sözlerimdir. Anacığım! Bir defa, binlerce defa hep sana, senin ana yüreğine sığınacağım, sana sonsuza borçlu kalacağım. Seni umutsuzluklara düşürdüğüm için bağışla beni anacığım. Beni anlamanı da istiyorum. Benim fedakârlık duygum, hayat okulunda yoğrularak pekişti. Bu benim, öğretmenleri olmak istediğim çocuklara ilk ve son dersimdir. Ben gönüllü olarak gidiyorum, insanlara böyle büyük bir armağan sunabildiğim için de gururluyum.
Ağlama anacığım ağlama. Hiç kimse ağlamasın. Göz yaşı dökmenin zamanı değil artık.
Beni bağışla anacığım elveda.
Elveda dağlarım, elveda Ala-tav... Ah bilseniz sizi ne kadar çok seviyorum!"