Hazret-i Ömer (r.a), gece teheccüd namazı için kalktığında şöyle dua ederdi: “Yâ Rabbî, bulunduğum yeri görüyorsun, ihtiyâcımı biliyorsun! Allah’ım beni huzûrundan ihtiyâcı görülmüş, her türlü korku ve tehlikelerden kurtulmuş, Sen’in emirlerine derhal icâbet eden, duası kabul edilen, hatalarını affettiğin ve kendisine rahmet ettiğin bir kulun olarak döndür!” Namazını bitirince de: “Allah’ım, dünya üzerinde bâkî kalan bir şey göremiyorum, orada müstakîm (dosdoğru) bir hâl de yok. Allah’ım beni dünyada ilimle konuşan, hikmetle susan kullarından eyle! Allah’ım, bana fazla dünyalık verme ki azmayayım, zor durumda da bırakma ki (ibâdet ve vazîfelerimi) unutmayayım. Şüphesiz az olup da kifâyet miktarı olan mal, çok olup da (ibadet, zikir ve mes’uliyetlerden) gâfil bırakan maldan daha hayırlıdır.”
Sayfa 103 - Erkam YayınlarıKitabı okudu
İlâka bin Sahâr -radıyallâhu anh-, Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’in yanına gelip müslüman olmuştu. Sonra Efendimiz’in yanından ayrılıp geri dönerken bir kavme uğramıştı. O kavimden biri, akıl hastalığına yakalanmış, kendisini sağlam demirlerle sıkıca bağlamışlardı. Hastanın âilesi, bu mübârek sahâbîye gelerek: “–Bize anlatıldığına göre, şu sizin arkadaşınız (Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem-, Allah’tan birtakım) hayırlar getirmiş. Senin yanında bu hastayı tedâvi edecek bir şifâ var mı?” diye sordular. İlâka -radıyallâhu anh- sözlerine devam ederek şunları anlatır: Bunun üzerine ben de o akıl hastasına Fâtihatü’l-Kitâb’ı okudum. Adam iyileşti. Bu okumama karşılık bana yüz koyun verdiler. Peygamber Efendimiz -sallâllâhu aleyhi ve sellem-’e varıp durumu anlattım (ve koyunların bana helâl olup olmadığını sordum). “–(Kur’ân’dan) başka bir şey okudun mu?” diye sordu. “–Hayır.” dedim. Rasûlullah -sallâllâhu aleyhi ve sellem- Efendimiz: “–Onları al! Ömrüme yemin olsun ki, bâtıl bir şey okuyup üfleme karşılığında ücret alarak yiyen kimse, (bunun günahını çekecektir.) Sen ise hak olan bir tedâvi karşılığında aldığın ücreti yiyorsun!” buyurdu.
Sayfa 100 - Erkam YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Ebu'd-Derdâ oruca ne kadar kıymet verdiğini ifâde ederek şöyle buyurur: “Üç haslet olmasaydı dünyada kalmak istemezdim: Alnımı yere koyarak gece-gündüz Yaratan'ıma secde etmek ve bu şekilde ebedî hayatıma hazırlanmak, günün en sıcak anlarında (oruç tutarak) susuzluğa katlanmak, meyvenin iyisi seçildiği gibi sözlerin iyisini seçen kimselerle oturmak.
Sayfa 85 - Erkam YayınlarıKitabı okudu
Zekâta ehemmiyet veren Asr-ı Saâdet toplumu o hâle gelmişti ki, Halîfe Ömer bin Abdülazîz, zekât memurunu Afrika ülkelerine gönderdiğinde, memur, malları dağıtamadan geri getirmişti. Çünkü zekât alacak kimse bulamamıştı. Bunun üzerine o da bu paralarla pek çok köle satın alıp âzâd etti.
Sayfa 76 - Erkam YayınlarıKitabı okudu
Bir gün Ahnef bin Kays -radıyallâhu anh-, Irak heyetiyle birlikte Hazret-i Ömer’in yanına gelmişti. Çok sıcak bir gündü. Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh- bir önlük takınmış, zekât develerinden birini yağlıyor ve bakımını yapıyordu. Onları görünce: “–Ahnef, üst elbiseni çıkar da bana yardım et! Çünkü o zekât devesidir. Onda yetimlerin, dulların ve yoksulların hakkı vardır.” dedi. İçlerinden biri: “–Allah sana mağfiretiyle muâmele buyursun ey Mü’minlerin Emîri! Kölelerden birine emretsen de bu işi yapsa olmaz mı?!” dedi. Hazret-i Ömer -radıyallâhu anh- şu güzel cevâbı verdi: “–Ey fülân, kim Ömer’den ve Ahnef’ten daha iyi köle olabilir ki? Mâdem ki o müslümanların işlerini üzerine almıştır, öyleyse müslümanların kölesidir. Nasıl ki kölenin efendisine karşı samîmî olması ve emâneti hakkıyla îfâ etmesi gerekiyorsa onun da müslümanlara karşı böyle davranması îcâb eder.”
Sayfa 76 - Erkam YayınlarıKitabı okudu
Ey iman edenler, mallarınız ve evlâtlarınız sizi Allah'ın zikrinden alıkoymasın! Kim bunu yaparsa işte onlar hüsrâna uğrayanların tâ kendileridir. Herhangi birinize ölüm gelip de: «Ey Rabbim, beni yakın bir müddete kadar geciktirsen de sadaka versem ve sâlihlerden olsam» demesinden evvel, rızık olarak verdiğimiz şeylerden infak edin! Allah, eceli geldiğinde hiç kimseyi asla tehir etmez. Allah yaptıklarınızdan haberdardır. (el-Münâfikûn, 9-11) (Tirmizî, Tefsir, 63/3316)
Sayfa 75 - Erkam YayınlarıKitabı okudu
Reklam
235 öğeden 181 ile 190 arasındakiler gösteriliyor.