"Aşığım sana cümlesinin sonundaki "a" harfi terk etti seni. O da üzülmüyor gittiğine, Sen hala aşığım san beni." Aziz Nesin
Şunu öğrendim; insan zamanında yaşının gereğini yapmazsa dünyaya maskara oluyor.
Reklam
Almanya'da katıldığı bir söyleşiden dönen Can Yücel'e "Almanya'yı nasıl buldun?" diye sorarlar. Can Yücel sinirle cevap verir "Nasıl olacak ulan, her şey öyle düzgün ki, insanın kafası karışıyor." 😉 Yalan da değil. Karmaşıklığa o kadar alışmışız ki, işimiz biraz yolunda gitse, yönümüzü kaybediyoruz. Ya da bir parça gülsek, “Çok güldük. Bakalım başımıza ne gelecek?” diye tedirgin oluyoruz. Kaygılı ve kaos dolu bir toplum olduk vesselam. Memleketin yarısı hastanelik, yarısı hapishanelik. Her işimiz yarım yamalak. Her işimiz özensiz. Sabah fırına gittim. Sade poğaça kalmamış. Fırın sahibi “Peynirli poğaça var, vereyim mi?” diye sordu. “Peynirli sevmiyorum.” dedim. Sırıttı. “Yok yok” dedi “Zaten adı peynirli poğaça. Arada bir denk gelirse, peynir koyuyoruz.” dedi. Aziz Usta’nın dediği gibi. “Yaptığımız en iyi şey ayran. Ama onun da yarısı su.”
Yalan ve ahlak
Söyle bakayım Oğuz, yalan nasıl bişeydir? — Çok iyi bişeydir öğretmenim. Eğer yutturabilirsen çok iyidir. Evde yalan söylemesem her gün dayak yerim. — Ben size ne dedim? İnsan büyüklerini örnek almalı... —• İyi ya öğretmenim. Ablam anneme yalan söylüyor, annem de babama... Babam da alacaklı geldi mi, kendini evde yok dedirtiyor. — Gık dışarı! Çık! Terbiyesiz!. — Öğretmenim siz demediniz mi ahlâklı adam doğru söyler diye...
Ahlak
Susun çocuklar. Bakın size kitaptan ahlâkın ne olduğunu okuyorum: «Ahlâk, toplum kurallarına, gelenek ve göreneklere aykırı davranma- mak, yasalara karşı gelmemek, demektir.» Anladınız değil mi? Çevrenizdeki çoğunluk, büyükleriniz ne yapıyorsa, siz de öyle yapacaksınız. Kalk bakayım Sunay. Karaborsacılık nasıl bişeydir? — Çok iyi bişeydir öğretmenim. — Çok iyi mi? — Tabiî. Ahlâk kurallarına uygundur öğret- menim. Çünkü bir toplumda çoğunluğa aykırı davranmak ahlâksızlık olur. Onun için iyi ahlâk sahipleri hep karaborsacı olduğundan...
Yaşasın züğürtlük
Doğru bankaya gittim.. Cüzdanı memurun önüne attım, — Versene sen benim yüz liramı!., dedim. — Hepsini mi, istiyorsunuz? diye sordu. — Hepsini, hepsini!.-, diye bağırdım, yeter be!.. Eşimden dostumdan oldum, insanlığımdan oldum, sağlığımdan, mutluluğumdan oldum... Allah kahretsin!... Hay o paranın ben içine... Sinirlerim iyice bozulduğu için, kendimi tuta- mıyordum. Bütün banka memurları yöremi çevirdi, beni yatıştırmaya çalışıyorlardı. — Verelim beyefendi, dediler. Paramı aldım. Cebimde de seksen liram vardı. Hemen bir lokantaya koştum. Ver ondan, ver ondan, ver ondan... Oradan en lüks otele... Üç gün üç gece uyumuşum. Ooooh, dünya varmış be!... Bütün paramı ezdim. Zenginlerin çektiklerini düşünüyorum da, kendi halime şükrediyorum. Zavallıların uykusuzluktan, açlıktan, iflâs korkusundan, batmaktan, hırsız tehlikesinden neler çektiklerini ben bilirim. Yaşasın züğürtlük!...
Reklam
1,000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.